Özdemir Asaf "Bir kelimeye bin anlam/ yüklediğim zaman/ sana sesleneceğim" der..
Asaf o sözcüğü buldu mu bilmem ama dünya tarihinde "Bin anlam" yüklenmiş fotoğraflar vardır.
Gula'nın, Steve McCurry tarafından çekilen ve National Geographic dergisinde Haziran 1985'te yayımlanan fotoğrafı bunların başında gelir..
Fotoğraf öylesine ünlü oldu ki, sonunda dünyaca ünlü Christie'de yapılan açık arttırmada 147 bin dolara, yani 250 bin liraya satıldı. O fotoğraftan yapılan posterlerin satışı ise milyonlara ulaştı.. Belki sizin evinizde bile vardır..
Niye ünlendi o fotoğraf!..
Çünkü korku dolu gözlerle bakan o yeşil gözler, tüm dünyanın içini sızlatan bir trajedinin simgesiydi.
Ülkesi Ruslar tarafından işgal edilince, Pakistan'a kaçan, oradaki bir mülteci kampında da Taliban'ın eline düşen 13 yaşındaki kızın gözlerinde, bin anlam vardı çünkü..
Geleceğe korkak, geleceğe umutsuz bakıştı onlar..
Korku ve umutsuzluk bir araya gelince, hayat yaşanmaya değmez olur.. Fotoğraf onu anlatıyordu.. O zaman ölüm bile kurtuluş gelir insana.. O da vardı fotoğrafta..
Ne zaman, nerden gelecekti ölüm?. Nasıl gelecekti?. Yoksa "Yaşadığıma her an pişman mı olacağım" diye bakıyordu o yeşil gözler..

Dün bizim gazetenin birinci sayfasının diplerinde bir Kürt kızının fotoğrafı çıktı.. Dekupe..
Yazıların ve diğer fotoğrafların arasına sıkışmış..
Kız kim?. Bilmiyoruz..
Çeken kim?.
Onu da bilmiyoruz.
Birinci sayfayı hazırlayanlar, o fotoğrafın o kadar farkına varmamışlar ki, yazma gereği duymamış, minnacık kullanmışlar.
Oysa ben yapsam o sayfayı, başka şey koymazdım.. Bir tek o resim yeterdi çünkü, Nevruz'u, yani "Yeni Gün"ü anlatmaya.. Türkiye'nin yeni bir güne girdiğini anlatmak için o fotoğraf yeterdi tek başına.. Tek kelimeye ihtiyaç duymadan..
Sayfanın altında on yazarın imzası var. Anlatmışlar.. O gün öğleden itibaren bütün televizyonlar, tonla yorumcu çıkardılar, "Ne oluyor" anlatsın için..
Herkes konuştu, herkes yazdı, herkes anlattı.. Ama hiçbiri, o isimsiz foto muhabiri tarafından çekilen resimdeki isimsiz kızın gözleri kadar anlatamadı..
Afgan kızının tam tersine, neşe ve umut vardı Kürt kızının gözlerine..
Geleceğe umutla, neşeyle, coşkuyla bakıyordu genç kız, belki de hayatında ilk defa..
"Yepyeni bir günde, yepyeni bir Türkiye'de yaşama başlıyorum" diyen o gözler, her şeyi anlatmaya yetiyor da artıyordu bile!.