Sanat'ı anlatırken 1998'de "Cihan'ın oynadığı tip, aynen ben" demişim yazının içinde.. Hele o günlerde tam da cuk oturuyordu.
O yıl, Bilbao'ya gitmiştik Galatasaray'la, maça..
Bilbao'ya gidince ne yapılır?.. Guggenheim müzesine gidilir.. Bir müze bir kentin kaderini değiştirir mi?. Gidin de görün.. "Kentsel dönüşüm" asıl nasıl olur, görün..
Dünya akmaya başlayınca, bu uzak, garip sessiz Bask kasabasına, Bilbao Avrupa'nın kültür merkezlerinden birine dönüştü.. Müzenin olduğu mahalle gece kondularla doluydu, biz gittiğimizde.. Gettoların arasından ulaştık müzeye.. Bir de şimdiki fotoğraflara bakıyorum.. En lüks oteller, en marka restoranlarla dolmuş o mahalle.. Açılan iş imkanları.. Gelen refah..
Bu müzeyi yapan, dünyanın yaşayan en büyük mimarlarından Frank Gehry'ydi.
İnan Kıraç, Gehry ile anlaştı. Yaşlı mimar, "Veda" eserini İstanbul'da yapmayı kabul etti. Bu bile yeri yerinden oynatacak bir olaydı.
Harika da bir yer bulundu. Tepebaşı.. TRT'nin o çirkinlik anıtı binası ve oto parkın yerine, Haliç'e Gehry uzanacaktı.
İnan Kıraç Başbakana anlattı projeyi.. Başbakan, arazinin sahipleri TRT'nin Genel Müdürüne ve Büyük Şehir Belediyesinin Başkanına talimat verdi. "Bu işi bitirin" diye..
O talimata rağmen, genel ve yerel bürokrasi engeller çıkardı, bitirtmediler işi.. Gehry beklemekten yoruldu. İnan Kıraç lanet etti ve İstanbul'a hem de nasıl bir İstanbul katacak proje yok oldu gitti. Tepebaşı'nda o iğrenç, o rezil, o utanç veren yapılar duruyor hala..
Neyse ben başka şey anlatacaktım.
Biz Guggenheim'a gittik ki, Robert Rauschenberg, sergisi var.. 10 sene sonra, 2008'de kaybettiğimiz sanatçı, "Yaşam Boyu" sergisi açmış, dünyadaki Guggenheim'ları dolaşıyor.. Sıra Bilbao'ya gelmiş.. Ünal'la gezmeye başladık..
Bir tablo.. Bembeyaz.. Tam işte Sanat oyunundaki "Beyaz" tablo sanki..
"Bunun nesi sanat" dedim.. "Herkes yapar.. Ben kırk tane yaparım.." "Senin yaptığın on para etmez. Oysa bunu San Francisco Müzesi 10 milyon dolara satın aldı" dediler..
Döndüm yazdım, "Herkesin ama herkesin yapabileceği bir şey nasıl sanat olur" diye.. Kıyamet koptu..
Kıyamet dünyada da kopmuş aslında, yıllar önce ve Yasmina Reza, tam da bu tabloya gönderme yaparak yazmış oyununu ve aynen benim tepkimi veren Cihan Ünal/ Bekir Aksoy'un oynadığı Mark tipini yaratarak..
Aman, şimdi yeniden girmeyelim bu tartışmalara.. Benim fikrim değişmedi çünkü..