Kimse "Ben şiddet aleyhtarıyım" demesin.. Şiddet içimizde, fırlamak için fırsat bekliyor, farkında değiliz.. Dahası, hem de nasıl şiddet tahrikçiliği yapıyor, şiddeti alkışlıyoruz, onu bile bilmiyoruz..
Hani asıl faşistlerin önüne gelene "Faşist" diye saldıranlar olduğunu bilmediğimiz gibi..
"Faşist" diyen, güya demokrat.. Demokrat ne?. İfade, düşünce, fikir özgürlüğüne saygılı adam. İnsanların fikirlerini özgürce açıklamaları için gerekirse savaşı göze alan adam..
Cart kaba kağıt!.
Kendisi gibi düşünmeyene saldırı hazır!..
"Faşist!.."
Çelişkiye bakar mısınız?.
Son günlerde bir kitlesel "Linç" hareketi başlattılar, en saygın köşe yazarlarımız dahil..
Lafta kalsa iyi.. Fanatikleri, holiganları resmen tahrik ve teşvik ediyorlar sütunlarında, "Saldırın" diye.. Ve resmen suç işliyorlar böylece..
Fikir açıklamaya itirazım yok.. Herkes düşüncesini özgürce söylemeli.. Ama "Şiddet kullanmak ve de kullanmaya teşvik etmek" suç!. Türk Ceza Kanunu'na göre suç!.. Hem de kamu suçu.. Şikâyete bağlı değil. Savcılar resen harekete geçer, bu tür suçlarda..
Neden bahsettiğimi tahmin bile edemediniz bu satırlara kadar.. Çünkü olanlar ve okuduklarımız o kadar doğal geliyor ki, farkında değiliz.. Neden bahsediyorum ben?.
Bülent Ersoy'a yönelik linçten.. Bülent Ersoy'a yönelik eleştirilerin, linç boyunu almasından.. Bu eleştirilerde alenen, resmen "Ersoy'a saldırın. Üzerine boya, asit her ne ise onu atın, onu doğduğuna pişman edin" denmesinden..
İnsanoğlu yer yüzünde göründüğü yüz binlerce seneden beri, hayvanları, yaşamını devam ettirmek için öldürüyor.. Yemek ve soğuktan korunmak için kürklerini kullanmak için..
Hayvanlar da birbirlerini öldürüyorlar ayni, yemek için..
Darwin'in Evrim teorisi bu değil mi?. Güçlü olan yaşar.. Sadece fiziksel değil tabii.. Akıllı olan da.. İnsan oğlu aklını kullanmasa, o silahları icat etmese, o tuzakları kurmasa, birlikte hareket etme taktikleri icat etmese bugün dünyada "İnsan" diye bir tür kalır mıydı?.
O vahşi ve güçlü hayvanlar, en kolay yem, insanı çoktan tüketmezler miydi?.
"Aman bu nesil tükeniyor" diye son kalanlarımızı korumaya mı alırlardı sanıyorsunuz?.
Şunu demek istiyorum..
"Öldürmek,
tüm canlıların genlerinde yazılı bir programlama.."
Her gün kaç milyon canlı öldürüyoruz, yemek, yani yaşamak için?. Ne milyonu?. Milyar!..
Efendim siz bilmem ne belgeselinde o kanlı koyu gördünüz mü?. Kürk uğruna hayvanların nasıl katledildiklerini?.
Peki siz mezbahalarda koyunların, artık çiftlik olmaktan çıkıp fabrikaya dönen yerlerde tavukların, piliçlerin nasıl öldürüldüklerini gördünüz mü?.
Aklınıza geliyor mu, hamburgeriniz veya fried chickenlarınızı şapur şupur yerken.. Güneş görmeyen ahırlarda doğan, tek adım yürümeden önlerinden akan yemleri yiyip suları içerek, oldukları yerde kürek mahkumu gibi kellelerinin kesilmesini bekleyen inekleri gördünüz mü?.
Ya balıklar?. Türleri tükenecek gibi avlanan balıklar!..
Efendim onları yemeye mecburuz.. Bülent Hanım ise süslenmek için hayvanların ölümünü teşvik ediyor.. E, haklı olabilirsiniz.. O zaman bunun mücadelesini yapacaksınız..
Giyinmek için hayvanları öldürmek genlerinde yazılı insan oğlunun.. Bunları silmek kolay değil.. Süslenmek de genetik.. Hele kadının süslenmesi..
O zaman, bıkmadan usanmadan anlatacağız.. Ama sadece anlatacağız..
Linç yok.. Tehdit yok.. Hele gözü kara fanatikleri, hem de şiddetin günlük hayatına parçası olduğu günümüzde azdırmanın, yani "Suç" işlemenin alemi yok..