Yeni yıla öğle yemekleriyle giriyorum.. Dostları topluyorum.. Bir dostun yerine gidiyoruz..
İlki Nişantaşı.. Cento Per Cento.. Erol Kaynar, İstanbul'da en eski dostlarımdan.. 30 yıl falan.. Enzo da harika şef.. Öyle bir lezzet ki, yıllar sonra bana İtalyan Mutfağını sevdirdi.. En sevdiğim, ıspanaklı ravioli.. Yani ben ve ıspanak bir araya geliyoruz.. Bu Enzo bana levrek bile yedirdi, ona bakarsanız.. Bir de en sevdiğim İtalyan, Penna Arabiata istedim.. "Pennamız İtalyadan ithal" dedi, "Sana kendi elimle yaptığım erişteden bir arabiata yapayım.." Yani parmak yedim..
İkinci gün gene Nişantaşı.. Bu defa Hünkar!. Bir başka eski dost Feridun'la yeni yıllaşmaya.. Üstelik oğlu Uğurcan bizim maç gurubundan..
Tezgahta harika şeyler var.. Ben en sadesini seçtim.. Nohutlu pilav, üzerine az tandır, yanına kadın budu.. Feridun "Yanına ayva hoşafı ister" dedi.. Vur abalıya..
Uğurcan da en sonda Cüneyt Koryürek usulü puf böreklerini koyunca masaya..
Üçüncü istikamet, Fatih!.. Hasan Usta, Yasemin'i aramış, "Cumartesi sarmısak aşı var" diye.. Kaçar mı?. Cemal Dayımın yeriydi, nur içinde yatsın, Özkilisli..
Bir sarmısak aşı ki, olmaz böyle şey.. Ötesi de parmak yediren, Kilis işleri hep..
Hele lokum gibi şiş ve, orukla yaptığım doruk..
Arada, karşı yaptım.. Palladium'da bir defa gitmiştim.. Bistro 33.. Bayılmıştım.. Gene bayıldık, bu defa Ertekin'le Güven (ki gurmedir) de bayıldı.. Bir kusuru var.. Porsiyonları üçer kişilik.. Ben acı ekşi soslu piliç kanat ve butlarını ellerimle yedim.. Siz siz olun, toptan sipariş vermeyin. Biri bitmeden öbürünü istemeyin ki, masanın yarısından fazlası, masada kalmasın..
..Ve son dostlar sofrası..
Etiler'de bana komşu Sanatçılar Parkı'nda pazar brunchı.. Belediye Başkanı, komşum ve dostum İsmail Ünal davet etti.. Halil İbrahim sofrası..
Kendimi bilmem, ama paylaştığım dostlarla ruhum, lezzetlerle midem, yeni yıla iyi girdi..