Derya Sazak, Milliyet'e imzasını atmaya başladı.. Yeni Genel Yayın Müdürü'nün, uzun süredir durağanlık içindeki gazeteye daha ilk günlerinde bir canlılık, bir hareket getirdiğini keyifle izliyorum.
En büyük fark, şu anda eklerde.. Hem günlük ek Cadde, hem de hafta sonu eklerinde okuyacak o kadar çok şey bulmaya başladım ki..
İlk alkışım Bilal Meşe'ye..
Yıllardır yazar dururum.. "'Soru cevap' kolaylığı icat oldu, mertlik bozuldu" diye.. Röportaj yazarlığı yok olmuştu.. Yeni Milliyet'le Bilal Meşe çıktı ortaya.. Yılların Bilal'i önce Madrid'e gitti, harika bir Arda- Emre Madrid yaşamı röportajı yazdı, ilginç fotoğraflarla, "Alex Brezilya'da" röportajını yüzüne gözüne bulaştıran Hürriyet'e ders olur.
Bilal, bu defa da öyle bir Nihat röportajı çıkardı ki, "Beni spor alanına kilitlemeyin" diye bağırıyor.
Editörü de kutlarım.. "Kısa yazı, kısa yazı" diye milleti okumaz hale getiren şeflere inat, tam sayfa ayırarak, Sezar'ın hakkını, Sezar'a veriyor..
(Bu yazı yazılalı bir hafta falan oldu. Bu arada, bence tatsız bir gelişme yaşadı Milliyet.. Oğuz Çetin'i transfer etti. Spor servisindeki Fenerbahçeli kadrolar yetmedi, yeni transfer gene Fenerli.. Bu ülkede, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon, ya da mesela Bursalı bir spor yazarı, ender mi yetişiyor?.)