O geceden aklımda tek şey kalacak.. Sahnede olduğu sürece gözümü alamadığım 10 numaralı Bursalı kız.. Tuğçe Kurşunluoğlu..
Ben bu kadar ifade dolu bir yüz, bu kadar insana yakışan bir tebessüm az gördüm. O gülümsemesi hiç eksilmedi.. Fazlası ile hak ettiği taçlardan hiç birinin başına konmayacağını anladığı anda bile.. Kazanan arkadaşlarını alkışlarken- ben kazananlara değil ona bakıyordum- o kadar içten olduğu belliydi ki.. Belli, kendisine müthiş bir güven içindeydi. Belli, yarışmaya sadece eğlenmek için girmişti.. Belli.. Jüri farkında olmasa bile, o farkında olunacağının farkındaydı.
Eser'in onunla yaptığı kısa sohbette, sadece mevzun vücudu ve o güzel ve anlamlı yüzü ile değil, cıvıl cıvıl ve dolu dolu konuşmasıyla da tam not aldı benden..
Tuğçe adını, yakın gelecekte çok ama çok duyacağınızdan emin olun.. Öylesi özel bir genç kız..
Jürinin acemiliğine kurban gitti resmen..
Bende unutulmaz anılar bırakarak aramızdan ayrılıp giden Özcan ağabeyden bayrağı devralan oğlu Sevgili Can da deneyim kazanacak tabii..
Finale çıkan 20 güzelden önemli bir bölümünün orda ne işi olduğunu merak eden seyirci çoktu..
Ne dağıtılan katalogda, ne de yarışma süresince sunucular, ya da video ile verilen bilgilerde güzellerin vücut ölçüleri yoktu. Can, herhalde açıklamaya çekindi.. Öyle orantısız, öyle kocaman popolar gördük ki..
"Bu iyi" dediklerimizin çoğunda ise, en arka sıralardan bile fark edilen selülitler vardı..
Finalde geleneksel pelerin giyimi yoktu. Güzeller tuvaletle geldiler, ilan edildiler ve taç giydiler.. Mayo ile gelseler, popolar görünecekti de, ondan mı?.
Acemi jüri, belki de en düzgün vücut ve yüze sahiplerden biri, 7 numaralı Buket Açıkgöz'ü son 10'a bile bırakmadı..
Bana sorarsanız mutlak taçlanması gereken 16 numaralı Gözde Coşkun da, gözden kaçtı..
1 numaralı Açalya Samyeli (Defne'ye sordum hemen, akrabalıkları yokmuş..) Danoğlu, birinciliği hak etmişti. En doğru seçim de o oldu..
Yarışmayı Star TV organize etmişti..
Güzelleri tanıtan katalogun açılışında sevgili Dostum Erman'ın (Yerdelen) yazısının finali enfesti..
"Bir Hint atasözü 'Üç kadın bir araya gelince, gün ışığında bile yıldızlar parlar' der. Yıldızların parladığı bu gecede konuklarımıza güzellikler diliyorum.."
Edebiyat yapmış resmen Erman, kelimelerle harika oynayarak.. "Yıldızların parladığı (Star TV).. Güzellikler diliyorum (Güzeller gecesi..)
Ama gece için ayni şeyi söyleyemeyeceğim..
Doğuş'un kendi stüdyolarında yaptığı iki sene evvelki yarışma çok ama çok daha güzeldi..
Bir defa çok uzundu.. Saat 8'de alındık salona ve 12'de çıktık.. Dört saat.. Reklam arası yarışma..
Sunucular Eser Yenenler ve Asuman Krause çok şirindiler.. Gecenin en iyileri onlardı bana sorarsanız.. Ötesinde aklımda ne kaldı derseniz..
Pek fazla bir şey yok.. Kızların sunumları ve toplu gösterileri, dansları çok sıradandı. Giydikleri kostümler ve mayolarda insanı özellikle baktıran bir tasarıma rastlamadım.
Gecenin sanatçıları Atiye ve Cam Bonomo'ydular..
Yani böyle bir geceye canlı orkestra koymak çok mu pahalı olur?. Arkada CD çalarken ağzını açıp kapayan sanatçıyı izlemek hele salondaki seyirciyi ne kadar ilgilendirir?.
Atiye resmen yoktu.. Can fevkalade sempatik konuşmaları ve hareketleriyle, play back denen rezilliği bir nebze unutturdu.. Onu bir kez daha sevdim..