Mehveş'i (Evin/ Milliyet/ 20 Mayıs) okurken köpürmemek mümkün değil.. Artık bu kente ilk kez gelen turistleri değil, kırk yıllık İstanbulluları da kazıklamaya başlamışlar.. Hem de zorbalıkla..
Mehveş plakayı vermiş..
İcabına bakması gereken, İstanbul Emniyeti değil, bu taksici esnafının kendileri.
Aralarındaki birkaç pislik, en akla gelmez koşullar altında, korsanlık devrinin forsaları gibi çalışan taksicinin adını çıkarıyor..
Kaç taksi şoförü arabasının sahibi?. En azından plakasını kiralıyor bir plaka mafyası babasından.. Önce o fahiş kirayı çıkaracak. Ondan sonra evinin ekmek, çocuğunun okul parasını götürecek.
Çalışma yeri..
Bizim bir saat kaldığımız İstanbul trafiğinde günde en az 16 saat.. O para başka türlü çıkmaz çünkü..
Devlet taksi şoförünü forsa mahkumu yapan sistemi düzeltmez. İstanbul trafiğini düzeltmek kimsenin aklından geçmez..
Ama iki tane iğrenç herif, tüm mesleğin adını çıkarır..
"Şoför Milleti!.."
Taksiciler!.. Mesleğinize sahip olun.. İçinizdeki pislikleri ayıklayın. Dertlerinizi, sorunlarınızı anlatmanın yolunu arayın..
Bu millet sizi anlasın..
Aslında madalya takılacak adamlar olduğunuzu anlasın..
Hele klimalı, her türlü konforlu makam arabalarına sağlam maaşla kurulanlar, ekmek parası peşinde koşan meslektaşlarına sövmüyorlar mı, çıldırıyorum!.