İstanbul'un iki ayrı yakasında, iki ayrı üniversitesinde, iki harika gece geçirdim..
Anadolu'da Doğuş Üniversitesi'nde "İlkbahara Merhaba" konseri.. Avrupa'da Işık Üniversitesi'nde Keşanlı Ali Destanı..
Ders sezonu kapanır, öğrencilerde "Final" heyecanları ve baskıları artarken, baharı festivallerle kutlamak hoş bir çelişki gibi görülüyor, ama değil.. Böyle dönemlerde stresleri azaltacak, kafaların biraz rahatlamasına izin verecek günler ve gecelerin ne kadar yararlı olduğunu, her bahar günlerce kutladığımız İnek Bayramlarından bilirim, Mekteb-i Mülkiye'de..
Doğuş, "İlkbahar'a Merhaba"ya bir de büyük, çok büyük bir ustaya saygıyı eklemişti..
Dr. Alaeddin Yavaşca'ya bir Onur Ödülü verdi öğrenciler.. Konseri de ikiye ayırdılar. Birinci bölümde, operalardan, müzikallerden, Türk Halk Müziğinden, poptan, rocktan örnekler sundular.
İkinci bölüm başından sonuna Alaeddin Yavaşca'nın eserlerine ayrıldı.. Önce solistler dinledik, sonra koro.. Bir minik orkestra ve saz takımı eşliğinde..
Sahnedeki herkes öğrenciydi ve hepsi müziği hobi olarak yapan, başka fakültelerin öğrencileriydi.. Geleceğin Mimarları, Hukukçuları, İşletmecilerini izledik tümüyle..
Ama harikaydılar.. Semih Dinçer ve Turgut Aktaş'ın flüt ve klarnet sololarına bayıldım, mesela. Safinaz Rizeli'nin kanun taksimleri mesela.. Beste Aktaş, Merve Özbakır, Merih Andı, Tuğçe Görkem, Davut Yıldız, Pınar Çulha, Niyazi Ölmez not almayı yetiştirebildiğim solistler oldular.. Ben onların yerinde olsam, müziği ciddi ciddi düşünürüm.
Gecenin muhteşem sürprizi ise, 86 yaşındaki Dr. Yavaşca'nın ısrarlar üzerine, hiç prova yapmadığı genç saz takımı eşliğinde söylediği şarkı oldu..
Koca salonu nasıl bir bariton ses doldurdu, inanamazsınız..
82 yaşında ve bu ses!..
..ve de en güzeli.. Alaeddin Ağabey (Kilisli, akrabamızdır, ne mutlu bana) kadın doğum uzmanı..
O ödülünü alırken, orkestradan bir delikanlı kalktı geldi..
"Beni 22 yıl önce dünyaya siz getirmiştiniz" diyerek.. Güzelliğe bakar mısınız?.