Ben, 50 yıldır Carmen izlerim, 1960'tan beri.. İçerde dışarda.. En sevdiğim operadır çünkü..
Size bir şey diyeyim mi?.. 50 yıldır, böyle Carmen görmedim, böyle Carmen dinlemedim..
Asude Karayavuz, harika bir Carmen'di.. Hem fiziği, hem oyunculuğu, hem sesiyle.. Bir tek, tek bir Habanera ile gücünü ortaya koydu. Gecenin büyüsü, yıldızı, unutulmazı oldu..
Ne dekor, ne kostüm, ne orkestra.. Bir tek piyano eşliğinde.. Bir tek arya..
2005 yılında, Siemens Opera Yarışmasının ikincisi olduğunda tanımıştım onu..
"Bu isme dikkat" demiştim.. Leyla Hanım (Gencer), keşfetti onu.. Aldı Milano'ya götürdü ve..
İşte Türkiye'nin gururu bir soprano daha..
Konuştum.. 2014 sonuna dek programı bugünden belli.. İspanya'dan, Arjantin'e dünyanın en ünlü operalarına yetişiyor..
"2014'te Milano'da Carmen'i oynayacağım" dedi..
"Allah sağlık versin. Orada olacağım" dedim..
Türkiye'nin 10 yıllık Klasik Müzik Dergisi Andante'nin ödülleri üçüncü yılına girdi.
Asude Karayavuz "Halk Oylaması" sonucu hem de "Yılın Sanatçısı" seçilmiş.. Ödülünü aldı ve gereksiz bir mikrofon önünde, geceyi fethetti.
Bu ülkenin "İdealistler"e çok borcu var. Andante'yi yaşatan Serhan Bali bunlardan biri..
"Ağabey pazartesi akşamı" diyince koşarak gittim. O da bana çok şeker bir jest yapmış.. Hakan ve Doğa, sunucu olarak sahneye çıkıp beni çağırmazlar mı, "Yılın Genç Müzisyeni" ödülünü vermeye..
Gençlere nasıl meraklı olduğumu bilir, Serhan..
Gencecik Doğa Altınok'a verdim, heykelciğini..
Mikrofonu eline geçiren bazılarının lafı uzattıkça uzatmaları, gecenin güzelliğini, hoşluğunu, keyfini kaçıracak kadar, ona buna sataşmaları yüzünden, zaman zaman, özellikle de finalde hayli tempo kaybetti, tören.
Sevgili Serhan'ın gelecek yıl kesin önlemler alacağını düşünüyorum..
Ödül alanlar en fazla bir dakika konuşmalı.. Gerekirse mikrofon keserek susturulacakları kendilerine bildirilerek. Ödül verenlerin konuşmasına ise kesinlikle izin verilmemeli.. Orası dert anlatma yeri değil.. Alkış avcılığı yeri hiç değil..
Gecenin ikinci güzelliği, Yılın Topluluğu seçilen Boğaziçi Caz Korosu'ydu. Çok hoş, ama böyle bir gece için uzun bir program yaptılar.. Koronun nesi olduğunu anlamadığım ("Benim ekibim.. Benim ekibim" diye söz etti durmadan..) koro şeflerinin, bu topluluğu doğuran Boğaziçi Üniversitesi'ne çamur atması, dil uzatması, beni buz gibi yaptı.. Efendim, onları okuldan sürmüşler.. Öyle dedi.. Kafamdan geçen "Sen mutlak bir şey yapmışsındır" oldu..
Hüseyin Sermet'i de anlamadım.
"Bu ülkede ilk defa ödül alıyorum" dedi.. Boğaziçi Üniversitesi'nin onu hem de genç yaşında Fahri Doktor ünvanıyla ödüllendirmesi neydi peki?.
Bursa Devlet Senfoni Orkestrası (Yılın Orkestrası), Deniz Zirek (Yılın Dansçısı), Uğur Seyrek ve Genç Werther'in Acıları (Yılın Balesi ve koreografı/ Neden gecede açıklanmadı ki?), Turgut Reis D- Marin Festivali (Yılın Müzik Etkinliği), İTÜ Devlet Konservatuvarı (Yılın Müzik Eğitim Kurulu) ödüllerini yürekten kutladım.
İlhan Baran ve Koral Çalgan'ın Onur Ödülleri de hoştu. Çalgan gecenin en güzel konuşmalarından birini yaptı.
"Yaşam Boyu Başarı" ödülü "Suna Kan" diye açıklandığı an, ayağa fırladık ve dakikalar boyu alkışladık, alkışladık, alkışladık!..