(Köşesi elinden alınan kardeşim Kemal Belgin'den bir not..)
Geçen haftanın doruktaki konusu hiç tartışmasız derbiydi. Ne var ki, bir başka maçtaki bir teknik adam uygulaması yarınlar için hayli dikkat çekici oldu. Bu uygulamanın içinde müthiş bir ders vardı.
Mesele, Beşiktaş Teknik Direktörü Carvalhal'ın, Atletico Madrid rövanşı ve Orduspor maçlarında kadroya almadığı Quaresma'yı Manisaspor karşısında, yedek kulübesine oturtuşu idi. Dahası, takım skor olarak önde iken oyuna almasıydı.
Bu uygulama çok yorumcu tarafından eleştirildi, hatta öylesine uzatıldı, esnetildi ki iş, "Q7, Atletico rövanşında oynatılsaydı Beşiktaş turu geçerdi"ye kadar taşındı.
İşte zurnanın zırt dediği yer de burası.
Önce Beşiktaş'ın o takımı elemesi mümkün değildi. Sonra da ismi ne olursa olsun, takıma oyun içinde faydalı olamayan bir futbolcu devre arasında soyunma odasında kalmalıydı. Bu yapılırken patrona herhangi bir biçimdeki isyan cezasız kalamazdı.
Carvalhal, bu cezayı kesti.. Quaresma'yı ligden düşen bir takıma karşı bile ilk on bire almayıp kulübeye oturttu.
Önemli olan, yeni yorumcumuz Tümer Metin dahil, Carvalhal'ın bu uygulamasını günümüz veya yarının teknik adamlarının, ders olarak algılayabilmesidir.
Carvahal bir kez daha gösterdi ki ki, "Şeytan azapta gerek..."