"Ankara'ya Hayvanat Bahçesi" haberlerini okuduğumda "Yahu orada zaten bu ülkenin en ünlü hayvanat bahçesi var. Bahçe asıl İstanbul'a lazım" diye düşünüyordum.
Florya'da muhteşem bir Hayvanat Bahçesi yapılmaya başlanmıştı. Hatta dünyanın parası harcanıp, hayli de ilerleme kaydedilmişti. Sonra durduruldu. Yapılanlar yıkıldı. Vaz geçildi. Bir daha da lafı edilmedi.
Düşüncem yarım kaldı..
Kıl payı ile hayatta kaldık çünkü.. Pazartesi günü, Teşvikiye Camisi avlusunda Ercan'la benim için bulaşabilirdiniz..
Balmumcu'dan Ortaköy'e iniyoruz, cumartesi günü.. Saat 17.45.. Tam sahil yolu kavşağında, trafik ışıkları var. Orada en önde bekliyoruz. Yeşil yandı, Ercan yürümedi.. Çünkü önümüzdeki yaya geçidinde iki yaşlı hanım var, karşıya geçiyorlar, ağır adımlarla.. Bir iki saniye bekledik ve o bir iki saniye, o adlarını bile bilmediğim iki yaşlı hanım hayatımızı kurtardı..
Çünkü, o sırada önümüzden, hışım gibi, hem de nasıl hızla bir otobüs geçti. Belediye izni ile çalışan bir Halk Otobüsü.. 34 ZN 8083!.. Işığın yeşile dönmesi üzerine duracağına, biran önce geçmek için gaza basan bir "Mahluk!.."
Mahluk.. Çünkü altındaki araba babasının malı değil. Kaza yapsa, malına zararı yok. Mahluk.. Çünkü, altındaki araba kocaman.. Karşısına çıkanı ezer geçer, ona bir şey olmaz..Başkasının canı, malı umurunda değil, mahlukun..
Yaşlı kadınlar yüzünden, yol bize açıldığı halde durmasak, beklemesek, o koca otobüs, bizi tank gibi ezip geçecek..
Ertesi gün.. Pazar.. Akmerkez karşısındayız. Kırmızı yandı.. Durduk, en sağ şeritte.. Bayağı da durduk yani ve o sırada solumuzdan gene hışım gibi bir minibüsümsü şey geçti..
Kırmızı yanıyor. Sağda biz durmuşuz.. Bizim önümüzden yürüyen yayalar her an o şeritte olabilirler. Ya da Akatlar'dan kendine yanan yeşilde sola dönen bir araç.. Olsa, yandılar.. Yayalar kesin ezilir.. Araçla kesin çarpışma olur..
Peki, hem de sağ şeritte durmuş ve yol vermiş araba varken, soldan görmeden ve hızla dalan minibüs kimin?..
Üzerinde "Trafik Polisi" yazıyor.. Siren yok, yanan uyarı ışıkları yok.. Buna rağmen, kırmızıda hışımla yaya geçidine dalma var. Yapan, görevi bunları engellemek olan Trafik Polisi.. 34 A 5653!..
Şimdi bir yanda Belediye Otobüsü.. Öte yanda, Trafik Polisi bu..
Kırmızıya aldıran yok.. Emniyet şeritleri mi?. Güldürmeyin beni..
Otoyollarda durmadan şerit değiştirmek, ralli yapmak serbest.. Telefonla konuşurken, hatta mesaj atarken araba kullanmak serbest.. Emniyet kemeri mi?. Palavra.. İstanbul'un göbeği Akmerkez'de, en yoğun Etiler Yokuşunun başında, yani duraklamanın yasak olduğu yerlerde duble park edip, trafiğin içine okumak serbest.. Sahil yolunda, dükkan önüne saksılar, babalar koyup, şerit kapamak serbest.. Gideceğin yol doluyken, kavşakta çapraza yol vermeyip, trafiği kördüğüm etmek serbest..
İstanbul'da canının istediği her trafik suçunu işlemek serbest..
Polisin gözünün önünde suç işlemek serbest.. Polisin kendisinin suç işlemesi serbest..
İstanbul'a hayvanat bahçesi gerekmez.. İstanbul'un kendisi, dünyanın en büyük hayvanat bahçesi..
Tek fark.. Burada hayvanlar kafeslerde değil.. Direksiyona oturtmuşlar..