"Spordan Sorumlu Bakan" gerçekten spordan sorumlu en üst düzey devlet görevlisi midir?. Yoksa önüne uzatılan Bakanlar Kurulu kararlarının altına atılan bir formalite imzası mı?.
Sporumuzda olup bitenlere bakıyorum da, Türkiye'de böyle bir bakanlığın olduğundan bayağı şüphe ediyorum.
Faruk Özak, Trabzonspor'un eski başkanlarından. Bakanlığa da, Karadeniz kontenjanından biraz da o sebeple geldi. Ama o da değil.. Trabzon'u doğrama kararları ilan ediliyor. O bile umurunda değil, Sayın Bakanın..
Hafta sonunda Fener Başkanı Aziz Yıldırım tüm gazetelerin manşetlerinde yer bulan açıklamalarıyla, alenen ve resmen ikinci yarıda Trabzon ile aralarındaki 9 puanı kapatmazlarsa, hakemleri perişan edeceklerini ilan etti. Sözlerinin anlamı sadece bu.. "Beşiktaş ve Galatasaray da arkamda" dedi. Dediği çıktı. Beşiktaş ertesi gün yaylım ateşe katıldı. Galatasaray 19 puan geride olduğu için utancından henüz susuyor..
Ama Faruk Özak da susuyor..
Hürriyet, Yunus Yıldırım'ın raporunu açıklamış.. Aziz Yıldırım devre arasında soyunma odasına inmiş. Hakeme ana avrat, din iman, sinkaflarla sövmüş.. Hakem görev sırasında Devlet memuru yasalara göre. Ve de devlet memuruna hakaret, savcıların harekete geçmesini gerektiren bir suç..
Savcı mavcı yok ortada.. Ceza kurulundan gelen ceza 21 gün.. Ne zaman?. Tam da lige verilen bir ay aranın içinde, ama Başbakanın bulunacağı Arena açılışında bitmek üzere..
Oysa, bu başkanın, Erman Hoca Hürriyet'te deve gibi yazdı. 5 senede onuncu ceza heyetine gidiş. Hemen hepsi hakemlere ve federasyona hakaret. Aldığı hem de böyle inceltilmiş cezaların toplamı gene de 21 ay.. Ve "Tekrar" en ağırlaştırıcı sebepken, 21 komik gün..
İcazetli olduğu ortaya çıktı ya.. Ardından Trabzon'a karşı hakemleri tehdit eden gürleme..
Federasyonda "Tık" yok.. Merkez Hakem Komitesi'nde "Tık" yok.. Medyadan "Tık" yok.. Spordan Sorumlu, hem de Trabzonlu Bakandan "Tık" yok. Siz şimdi hakem olun da, bu ligden Trabzon Şampiyon çıksın..
O iş bitti, Trabzonlular.. Hiç heveslenmeyin, çünkü sahibiniz yok. Hakemler ikinci yarıda ya Trabzon'u bitirecekler, ya kendileri bitecekler. Meydan öyle okundu çünkü ve başta bakanınız herkes sustu..
Derya Büyükuncu olayı..
Sayın "Sorumlu" Bakan..
Nevin Yanıt, Bahri Tanrıkulu, Azize Tanrıkulu, Nazmi Avluca, Elvan Abeylegese, Nurcan Taylan, Selçuk Çebi, Gülsüm Tatar, Ramazan Şahin isimlerini duydunuz mu?.
Şaşarım. Onun için ben söyleyeyim. Bunlar Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu olmuş sporcular. 2012 Londra Oyunlarında hepsi madalya umudu. Onlara ayda 440 lira (Yazı ile dört yüz kırk. Eksik sıfır yok.) Olimpik Hazırlık Maaşı veriliyordu. Yaşları 24'ü geçti diye kesilmiş.. Eee.. Olur..
Peki 1976 doğumlu, yani şimdi 34, 2012'de 36 yaşında olacak ve bugüne dek beş olimpiyata gidip yarı final bile yüzemeden dönen, 40 yıldır ağlama dışında iş yapmayan Derya Büyükuncu'ya ayni Olimpiyatlara hazırlansın diye sizin 8 bin lira olan maaşınızın iki katı aylık nasıl veriliyor, hiç merak etmediniz mi?.
Devletten, yani bu halkın vergilerinden 10 bin dolar maaş alan müthiş devlet yüzücüsü, yazın Budapeşte'de Avrupa Şampiyonasında bayrak yarışına girmedi. "Ben tatile geldim buraya" diyerek. Bayrak Milli Takımı elendi. Federasyon uykuda..
Kışın Dubai'de Dünya Şampiyonasına gitmedi. Katılması gereken yarışlara katılmadığı için Türk Federasyonu, Uluslararası Federasyondan ceza aldı. Devlet Yüzücüsü, aldığı on bin dolar maaşla kendisini Acun'un dans yarışmasına hazırlıyordu çünkü.. Elenmedikçe Acun'dan da tonla para alıyordu çünkü.
Galatasaray adına da forma giymeyip dansı tercih edince Galatasaray onu kovdu. Ama Federasyon "Benim antrenörüm eşimdir. Ben milli takım antrenörlerini tanımam. Ben karımın verdiği programla çalışır, onun seçtiği yarışlara girerim" diyen Devlet Yüzücüsünü, milli takımdan ve Olimpiyat ekibinden kovacağına maaşını beş bin dolara, yani sizin bakan aylığınıza indirmekle yetindi. Hazret, Acun'un dans yarışmasında ekrana çıkmaya devam ediyor, hiç utanmadan.. 2012'de Londra gecelerinde dans edebilmek için..
Ve siz Sorumlu Bakan, hâlâ "Neler oluyor" demediniz..
Sorumsuz Bakan olsanız, ne yapardınız acaba?..