Spor laflarımı, Kırmızı Çizgi'de, FotoMaç'ta ve Sabah İnternette ediyorum, ama bazılarını ille Sabah'ta da geçmem gerek gibi de geliyor bana..
***
Fenerbahçe kız voleybolcuları, benim mesleğe başladığım 50'li yılların sonlarında Ayten Salih ve Güneş'le kaptıkları bayrağı, 2010 yılında dünyanın damına diktiler. Benim ilk teşekkürüm, o alevi ilk ateşleyenlere.. Son teşekkürüm ise, 50 yıllık hayali gerçekleştiren kişiye, Kız Voleybol Takımına el koyduğundan beri zaferden zafere taşıyan gerçek yönetici, gerçek Fenerbahçeli, gerçek spor adamı M. Ali Aydınlar'a..
***
Fener Teknik Direktörü Aykut Kocaman, geldiği günden beri elindeki müthiş kadroya rağmen on paralık iş yapamadığına, Fener'e futbolun F'sini oynatamadığına, ligde 9 puan geriye düşüp, Avrupa'da süprüntülere elendiğine, Türkiye Kupasındaki Bank Asya düzeyindeki guruptan çıkışı da, nerdeyse mucizelere bıraktığına bakıp utanacağına, istifayı resmen gündeme alacağına, ya da en azından susup oturacağına, Şenol Güneş'e ve Trabzon'a saldırarak gündem değiştirmeye çalışıyor.
Efendim Trabzon'a verilen 3 penaltı tartışılmalıymış..
Yok yahu?.
Ya Fener'e çalınan, ya da çalınmayan düdükler?. Onları da bir tartışmaya var mısın?.
Mesela, "Devlet Koruması" altındaki Fener ve Milli Takım Kaptanı Emre'nin hemen her maçta en az dört sarı kart görmesi gerekirken, tüm ama tüm hakemlerin niye göz yumduklarını bir tartışalım mı?. Fair play ve sportmenliğin yüz karası, rakibe ve hakeme en hafif lafının "O. Çocuğu" olduğu kayıtlara geçen Emre'yi tartışalım mı?.
Ahmet Kandemir diye birini duydun mu hoca?. Cezalı olduğu halde devre arasında soyunma odasına girdiği için iki maç daha ceza alan Antalya Basketbol Hocası..
Peki bu hafta senin soyunma odanda cezalı Emre vardı, ona ne oldu?. Gazeteler yazdığı halde ne oldu, ha?.
Hemen her maçın devre arasında soyunma odalarına inip hakem fırçalayan Saygın Başkanına ne oluyor, onları da tartışalım mı?.
***
Ultraslan Arda'ya saldırmış gene..İki Adnan'ın paralı askerleri kim hedef gösterilirse ona saldırıyorlar..
İki yıldır. Kulübü bu hale getiren Adnanlar'ı, onların getirdiği on para etmez hocaları, Rijkaard ve Hagi'yi protesto etmek isteyenler Kapalıda dayak yiyor. Saldırı izni sadece futbolculara.. Önce teknik direktörler hedef gösteriyor. Sonra amigolar, Adnanların işareti ve izniyle sazı ellerine alıyorlar..
Adnanları ve hocalarını korumak adına, futbolcular hedef tahtası oluyorlar.
Arda'ya sövenler Arda'nın tırnağı kadar Galatasaraylı olsalardı keşke..
Ama Arda gitmeli.. Aklı varsa bu devre arasında gitmeli.. Bu Adnanların, bu Hagi'nin ve bu Ultra nelerse artık onların takımında zerre işi yok. Geçirdiği her dakika aleyhine..
Mehmet Batdal da gitmeli.. Bu ülkede Hakan Şükür'ün yerini alabilecek tek yeteneği, hem eylemleri, hem de söylemleri ile bitirdiler, Rijkaard ve Hagi.. Ve de medya tabii.. Oynayabileceğin bir takıma git ve kimliğini bul Mehmet. Bul ve kim olduğunu onlara göster..
***
Pazartesi günü Hürriyet, Milliyet ve Radikal'de tam sayfalar. Salı günü, Akşam'da birinci sayfadan manşet..
Çarşamba nihayet sıra Sabah'a gelebilmiş. Bizimkiler de cümbür cemaat doluşmuşlar Arena'ya..
Ben Adnan Polat'tan bu daveti alsam "Hadi yallah.. Bu gazete senin reklam aracın değil.
Haberse, sıramız üçüncü gün değil" der, gazeteye de bir not koyardım.
"Arena Stadı'nı Adnan Polat'la gezmek istiyorsanız, Hürriyet'in internet adresini tıklayın. Orda bol bilgi var" diye..
Arif olan anlardı..