Efendim Türkiye'nin aydınları bir bildiri yayınlayıp, Ordu'yu protesto etmişler. (Bu Aydın dedikleri, nasıl olunuyor bilmiyorum ya..) demokratlığından kimsenin şüphe etmediği Ahmet Hakan desteklediği bildiriyi özetliyor. Aydınlar Ordu'ya "İşine bak" demişler..
Peki Ordu ne yapıyor Ahmet?.
Sen Anayasamızı biliyorsun herhalde.. Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Yasasını da..
Anayasa'da Cumhuriyetin değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek ilkeleri yazıyor. İç Hizmet Yasası 35'inci maddede de, Silahlı Kuvvetlerin bu anayasayı ve cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevli olduğu..
Yani.. Tam tersine Genel Kurmay tam da işini yapıyor.
Anayasa ve yasalarla emredilen işini..
Aydınlara göre askerin işi, PKK ile vuruşup ölmek, o kadar. "Ağzınızı kapayın, gidin ölün, işiniz bu" bildirisiyle mi, ayni yerdesin Ahmet?.
Gene ülkenin en saygın demokratlarından Nazlı Ilıcak da ayni safta..
"Bildiri şöyleydi" diye başlıyor, Nazlı Hanım ve devam ediyor..
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilmeyecek hükümleri arasında yer alan 3'üncü maddesi; 'Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir' hükmünü amirdir. Dil, kültür ve ülkü birliği, bir millet olmanın başta gelen vazgeçilmezleridir. Dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir. Türk Silâhlı Kuvvetleri ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuş ve olmaya devam edecektir.' TSK'dan böyle bir açıklama gelmeseydi, bizler bu gerçekleri idrak edemeyecek bir aymazlık içinde miyiz?"
Değil miyiz sahiden, Nazlı Hanım?. Hele de son günlerde olup bitenlere, sadece Mersin'e, Maraş'a ve Meclis'e bakıp, "Değiliz" diyebilir misiniz, yürekten?.
Günlerden beri "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" diyenleri lanetleme, aşağılama yarışı içindekileri, hayret, dehşet ve şaşkınlık içinde izliyorum.
Sadece yürekten, içten demokrat olanlarına soruyorum, içten pazarlıklı sahtelere değil..
Kime ve neye hizmet ettiğinizin farkında mısınız?.