"Çocukla çocuk olma.." Bu lafı duymayan, ya da etmeyen var mı içinizde.. Ben bu sözlerle büyüdüm.. Çocukken benim için ederlerdi. Biraz büyüdüm, bana etmeye başladılar.. İşte işin sırrı bu Sevgili Fatih..
Altaylı geçen gün öyle şirin bir yazı yazmış ki, küçük kızı Zeynep'i de katarak..
Mahallenin çocukları Cadılar Bayramı'nı kutluyorlarmış, yüzleri rengarenk boyalı.. Kılıktan kılığa girerek.. Zeynep de, sözüm ona vampir olmuş. Moda ya.. Kapıların önüne yığılıyor, gümbür gümbür vuruyor, açılmazsa, yumurta atıp kaçıyorlarmış..
"Ne oluyor" demiş, Fatih.. "Cadılar Bayramı" demiş çocuklar.. "Size ne Cadılar Bayramı'ndan" diye tersleyecek olmuş, Fatih benim babam gibi.. Hande girmiş devreye de "Bayma yahu çocuklara" demiş, hepsinin elini cebini şekerle doldurmuş işi çözmüş.. Fatih'i de almış bir düşünce..
"Bu çocuklar elin Cadılar Bayramı için bunca hazırlık yapıp sokaklara düşüyorlar da, bizim bayramlarımızı niye ayni neşe, ayni coşku ile kutlamıyorlar?."
Çünkü biz çocukla çocuk olmayı bilmiyoruz.. Biz çocuğun bayramını büyük aklı ile planlıyor, programlıyoruz. Çocuk o plana uymak zorunda..
İşte dini bayramlar..
Sabah kalkılacak. Varsa bayramlıklar giyilecek. Sıraya girilip aile büyüklerinin elleri öpülecek. Sonra anne ve babanın yaptığı gezi programı başlayacak. Önce mezarlıklar.. Sonra kentteki öteki aile büyükleri.. Ya da evde, biblo gibi oturup gelen konuklar beklenecek. O konukların yaşıt çocukları varsa, onlarla oynamak, konuşmak istiyorsanız, bunları sessiz sedasız ve büyükleri rahatsız etmeden yapmak zorundasınız..
Hadi çocuk olarak bayram yapın bakalım!..
Ya Milli Bayramlar..
O tam resmiyet.. Gene özel kılıklar.. Tam bir askeri disiplin içinde yapılması gereken kutlamalar.. Törenler.. Yani bir yığın külfet.. Çocuk, çocuk bayramını bile yaşamıyor ki, kendi keyfine göre bu ülkede.. Büyükler onlar için düşünüyor, büyükler onlar için planlıyor. Büyükler nasıl isterse, öyle bayram (!) yapıyor çocuk..
Hadi eğlensin, coşsun bakalım!..
Oysa elin gavurunun Cadılar Bayramı öyle değil.. Çocuklar kendi aralarında toplanıp karar veriyorlar.. "Gece saat sekizde toplanacağız.. Ben vampir olacağım.. Ben ayı.. Ben maymun.. Ben domatesleri getiririm.. Ben yumurtaları.."
Anne ve babaların yaptıkları, yardım etmek.. Zeynep vampir olmak istiyorsa, Hande kılıkların, boyaların, takılacak aksesuarların temininde kızına yardım ediyor.. Kapıdan çıkarken de, sarılıp öpüyor.. "Harika bir vampir oldun kızım.."
Çocuklar sözleştikleri köşede toplanıyor, seçtikleri kapıları açmaya başlıyorlar.. Çocukla çocuk olanlar açıyor.. Onları görünce fena halde şaşırıyorlar..(!) Sonra hepsini öpüyorlar.. Şekerler, çikolatalar ortaya çıkıyor. Cepler doluyor. Sonra şarkılar, türküler, çığlıklarla öbür kapıya.. O kapının ardında çocukla çocuk olmayanlar varsa, kapı açılmıyorsa, domatesler, yumurtalar yağıyor.. Çocuğun keyfini düşünebiliyor musunuz bu savaş sahnesinde..
Şimdi elin Cadılar Bayramı'nı mı sever, iple çeker çocuk, çok sevdiği, aylardır elleri ile beslediği, oynadığı kuzusunun gözleri önünde kesildiği, parça parça edildiği Kurban Bayramı'nı mı?. Bizim Kemal'in başına gelen o.. 4 yaşındaydı ve o günden beri ağzına et koymadı.. Noel, sırf çocuklar için planlanmıştır sanki.. Gittim, yaşadım bilirim.. Gene rengarenk kılıklar, gene toplanıp kapı kapı Noel Şarkıları söyleyerek dolaşmalar, şekerler, çikolatalar toplamalar.. Noel Baba'ya mektuplar yazıp hediyeler istemeler.. Noel sabahı kalktığında ısmarladıklarını yatağının baş ucunda bulmalar..
Diş Perisi var mı bizde?. Onlarda var.. İlk süt dişin düştüğünde, onu gece yatarken yastığının altına koyar, uyursun. Sen uyurken diş perisi gelir, o dişi alır, yerine sana bir hediye bırakır.. O dişin günlerce sallanması, hafif hafif acıması ve sonunda düşmesi, çocuk için bir sarsıntı, travma değil, heves ve heyecanla beklenen bir güne dönüşür..
Bunlar el oğlunun yüzlerce yıllık gelenekleri.. Kim düşünmüş, kim planlamış bilmem.. Bizim "Sus.. Otur.. Söz dinle.. Aferin uslu çocuk" geleneklerimizle taban tabana zıt..
Onlarınki niye öyle, bizimki niye böyle bilmem..
Ama Cadılar Bayramı'nı yaşayan, kutlayan çocuğa kızmam..
Kendime kızarım.. Çocukla çocuk olmayı bir türlü öğrenemeyen, bunu bir kusur sandığı için öğrenmesine de imkan olmayan kendime..