"Dilerim yaşadığım sürece böyle bir ödül daha almam" dedim, plaketi bana uzattıklarında..
50 yıl eskilere giden, hem de ne sıkı dostluğun, üstelik senden çok da genç bir arkadaşın anısına ödül konacak ve çıkıp alacaksın.. Hadi al bakalım kolaysa..
Çok şirin, çok sıcak bir gece düzenlemişlerdi, Cenk'in dostları erken ölümünün Onuncu Yılında.. Nerdeyse yıllar sonra gittiğim Günay'da eski dekoru ve eski dostları görmek güzel, Gönül Akkor, Tuna Huş gibi, uçurumun kenarından dönenlerle bir arada olmak hem de nasıl duygusaldı..
Önce Hurşit Yenigün'ün ünlü gurubu geldi.. Semiha Yankı, İskender Doğan, Baha Boduroğlu, Hurşit ve Dicle Yenigün ve de Çiğdem Tunç.. Ama neden öyle tek ses koro şarkılar söylediler.. Nerdeydi ünlü solo şarkıları.. Semiha olacak da Seninle Bir Dakika olmayacak.. Olacak şey mi?..
Ardından Neco ve genç arkadaşları önde, İstanbul Gelişim arkada, enfes bir konser..
Neco'ya kızdım.
Son günlerin en "Hot" şarkıcısı yanımda oturuyor. Ayşe.. Neco çağırmadı sahneye "Kızına torpil yaptı" demesinler diye.. Bak Neco.. Ayşe benim de kızım, haberin ola..
Ödül törenini Cenk'in sözleriyle sahneye davet edilen Okan Bayülgen sundu. Cenk, bir Okan yazmış, yaşarken.. Enfes. Yeğeni Ece o yazıyı okudu.. Okan hayatının en dengeli sunumunu yaptı. Sanırım yukardaki Cenk'i kızdırmıştır. O sunucu Cenk olsa, Günay kırılmıştı. Okan sevimli, ama hüzünlü bir saygı gecesi yaptı.. Yaşam Boyu Onur Ödülü'nü vermek için Semra Özal, almak için de Türker İnanoğlu'nu davetle başlayarak.
Güzel gecenin tek pürüzü, TRT'de iken de pürüzlüğünü yakından bildiğim o kendini her şey sanan kadın sunucunun, ödül vermek için sahneye gelip mikrofonu eline geçirince, önüne geleni aşağılayan ve havayı buz gibi yapan konuşması oldu. Böyle duygusal anları, komplekslerini kusmak için kullananlara çıldırıyorum. Tam da onun ardından Okan benim adımı anons etmez mi? "Zamanlaman harika Okan" dedim kulağına.. "Öfkeden deli olduğum anı mı buldun beni çağırmak için?.."