Ah Müjdat ah.. Bir defa hemen söyleyeyim. Müjdat Gezen'in 50. Yılı gibi müthiş bir gecede niye yoktum, niye size anlatmadım.. Hem de geceyi Müjdat, Ünal (Uzun) ve Türker Ağam (İnanoğlu) gibi üç dostum organize ederken, haberim yoktu da ondan.. İyi mi?.. Sizin gibi, ertesi gün gazetelerde okudum..
Olur böyle şeyler..
Müjdat bu ülkenin sanat neferlerinden.. O tiyatro ve müzik okulunu, arabasını, evini satıp nasıl açtığını, yaşatmak için hem de devlete karşı nasıl savaş verdiğini iyi bilirim, bu köşenin okurları da bilir..
Sonunda, mezunlarını sahneye çıkaracak bir minik kültür merkezi de açtı Kadıköy'de.. Her yıl tonla oyun oynuyor, geceler düzenliyor gençler..
Şimdi Müjdat hakkında dava açılmış. 5 yıla kadar hapsi isteniyormuş..
Kültür Merkezi olarak açtığı binanın çatısı fırtınada uçmuş. Hemen çatı yaptırmış, Belediye Başkanı Selami Öztürk'le de konuşup. Bina çatısız kalır mı?.
Efendim, ruhsatsızmış.. 5 yıl!..
Vay anasını Sayın seyirciler..
Adamın ruhsatsız duvarı ailenin üzerine çöküyor, üç ölü var.. Sorun yok..
Adam Suada'yı misli misli büyütüp kaçak inşaatla Boğaz'ın ortasında bir çirkinlik anıtı yaratıyor. Belediye yıkıyor, mühürlüyor. Mühürü kırıp yeniden daha büyüğünü yapıyor. Belediye bana gönderdiği açıklama yazısında "Çaresiz" kaldığını, aczini itiraf ediyor. Suada orda aynen duruyor.. Sorun yok..
Sorun Müjdat'ta..
Sürün Müjdat sürün.. Sana ne sanattan?.. İstanbul sosyetesine içki âlemleri düzenleyip paraları istiflemek varken, sana ne sanattan, geri zekâlı?..