Efendim Erzurum Savcısı'nın açtığı davanın bir numaralı sanığı imiş, 3. Ordu Komutanı. Şimdi nasıl manevra yönetebilirmiş?..
Ben bu satırları yazarken, karşımdaki NTV ekranında, bu manevranın haberleri var.. Yani yönetiyor.
Peki kıyamet neden kopuyor?.. Bu ülkede birileri neden "Demokrasi Havarisi" ne dönüşüyorlar aniden..
Hakkında dava açılan, hatta mahkum olanların iş başında olduğuna, kaldığına ilk defa mı şahit oluyoruz?..
Sorum özellikle "Demokratçılık" oynayan meslektaşlara..
Yahu Deniz Feneri gibi fevkalade önemli bir ahlak davasına adı karışanlar, bu ülkede televizyonlara ahlak cezaları veren kurumu yönetmediler mi?.
Geçiniz.. Bugünkü RTÜK Başkanı ve bazı üyeleri, mahkum olmadılar mı?. Ama işlerinin başındalar.. Görevlerini kötüye kullanmaktan mahkum olanlar, televizyonların kötüye kullanılmasını önlemekle görevli kişiler.. Onlara niye itiraz yok.. Mahkum oldular ama, işin daha Yargıtay'ı var. Hüküm kesinleşmedi de ondan..
Yahu komutan için hüküm bile yok. Orgeneralin daha ifadesi bile alınmadı.
Demokratlık, hakkında kesin hükümle mahkûmiyet kararı verilene dek herkesin masum olduğu ilkesini sindirebilmek. Fark gözetmeksizin herkese uygulamak.
Dahası..
Türkiye Büyük Millet Meclisi.. Hani şu sıralar Anayasa'yı değiştirmeye hazırlanan Meclisimiz..
Türkiye Cumhuriyeti'nin Esas Teşkilat Hukuku'nu hazırlayacaklar.
TBMM'de 131 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyalarının sayısı 523'e ulaşarak rekor kırdı. Bu 131 vekilin adam başı ortalama 5 dosyası var yani.. Bu. Meclis'teki 326 dosya BDP'li (Eski DTP) 20 milletvekiline ait. 117 dosya AKP, 55 dosya CHP, 22 dosya MHP ve üç dosya da bağımsız milletvekillerinin..
Bu durum "Demokrat" dostlarımızı rahatsız etmiyor.. Hiçbiri çıkıp "Bu Meclis aklanmadan Anayasa falan yapamaz" demiyor. Diyemiyor..
Ama soruyor..
"Hakkında dava açılan komutan nasıl manevra yönetir?.."
Hadi canım sen de..
Çelebi böyle olur bizde demokrat dediğin..