"İlk taşı günahsız olan atsın" diyen Hazreti İsa'yı hatırladım, taşlanarak ölüme mahkum edilen fahişenin yarı beline kadar gömüldüğü yerin etrafında, ağzından salyalar akarak toplanmışlara.. Günlerden beri medyamızın manşetlerinde bir Tarkan kıyameti..
Vay efendim, bu ne eşitsizlikmiş.. Niye kelepçe vurulmaz, niye ayakkabı bağları sökülmezmiş?..
Vay efendim, neden tutuklanmamış..
Ve de nihayet.. Ülkenin en önde gelen uzman hocalarından fetvalar.. Tarkan gençlere kötü örnek olabilirmiş..
Yok yahu hocalarım.. Yok yahu..
Aklınız başınıza yeni mi geldi?..
Kokain kullandığı anlaşılınca, Alman Milli Takımı'ndan kovulan Daum'u, Beşiktaş alayıvala ile Türkiye'ye getirirken "Yahu kötü örnek olur..Yahu Türkiye Avrupa'nın sömürgesi mi?.. Kokain kullanıyor diye Fatih Terim'i milli takımın başından atsak, Bayern Münih ona iş teklif eder mi?.. Etse, Alman İçişleri Bakanlığı çalışma izni verir mi?.. Ne çalışması, turist vizesi vermezler" diye bas bas bağırırken ben, nerdeydi bu uzman hocalar?.. Nerdeydi bu medya..
Sadettin Tantan İçişleri Bakanı'ydı.. Yakın dostumdu. Yani ben öyle sanıyordum, o zaman. Onu aradım. "Bakın siz Beşiktaşlısınız. Bunu kullanır kulüp yöneticileri" dedim. "Sen merak etme" dedi bana telefonda..
İzin çıktı Daum'a.. Beşiktaş'ın başına geçti. O medyanın göklere çıkardığı, dillere destan ettiği Beşiktaş tribünleri de "Şarabı da içeriz, esrarı da çekeriz, ananızı sinkaf" diye şarkılar söylemeye başladılar..
Medyadan tıs yok. Uzman hocalardan tıs yok.
Tantan'dan.. Orası karışık..
Ben Ertekin'e giderim hemen her gün. Yaz günleri de o zaman Pasha'ydı bugünkü Sortie.. Bir iki gece oraya.. Hepsi o..
Ertekin'e kapatma cezası geldi. Ardından Pasha'ya..
Yıllar geçti aradan.. Zamanın valisi emekli oldu. Elinde bir teşekkür plaketi ile bana, Sabah'taki odama geldi, vedaya.. "Size özel olarak geldim. Çünkü özür borçluyum" dedi.. Hayretle baktım.. Valinin benden ne özrü olabilir ki..
"Yeni öğrendim" dedi.. "Hani Pasha ve Ertekin'e kapatma cezası vermişti ya, Emniyet Müdürlüğümüz.. Talimat Ankara'dan gelmiş, 'İzleyin ve Hıncal'ın gittiği yerleri kapayın' diye. Bana haber vermeden uygulamışlar.."
O Daum, şimdi Fener'in başında.. Beşiktaş'tan kovuldu. Fener'e getirildi, "Kurtarıcı" diye.. Gene medyadan ses yok.. "Yahu 25 milyon Fenerliye kötü örnek olur" diye uzman hocalardan ses yok..
Ama Tarkan olunca, kızılca kıyamet..
Hatırlayın.. Zamanında Tarkan, dünyayı çalkıyordu. Meksika dünyanın bir ucu.. Moskova öbür ucu.. Konserleri çılgınca. Ortada Paris.. En baba diskolarında kentin Tarkan'la dans ediyor, Parisliler.. Dünya turu yapıyor, her ülkede konseri olay..
Ülkesinde medya "Vatan haini" ilan ediyor. Efendim vatan borcundan kaçıyormuş. Gelip askere gitmeliymiş..
"Yahu bu vatanın Tarkan'ın tutacağı silaha mı ihtiyacı var, yoksa bir kültür sanat adamı Türk olarak dünyaya reklamımızı yapmasına mı?. Hangisi daha önemli vatan hizmeti.. Ne olur iki sene sonra gitse" diye durmadan yazıyorum.. Destekleyen ferd-i vahit yok.. Ama Fener Başkanı askerden gizli bir raporla sıyırınca, gene çıt yok medyadan. Zamanın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan da savunma.. "Özel yaşama girer.." Yok yahu.. Adam hangi arızası ile askerden sıyırmış, niye özel yaşam olsun?. Fenerbahçe için ne koşullarda nerelere giden adam, niye askerlik yapamaz, soran yok..
Amma velakin..
Tarkan'a saldırmanın, Tarkan'a vurmanın öyle bir zevki, öyle bir keyfi var ki, hayatı Tarkan'ı kıskanmakla geçenlerin. Fırsat geçmiş ellerine vuracaklar..
Yahu yasa açık..
Tutuklama kararı, ya kaçma tehlikesi, ya da delilleri karartma ihtimali varsa verilir.
Tarkan'ın her şeyi didik didik aranmış, daha ne delili karartacak.. Kaçar mı?. Niye kaçsın?.
Tutuklanan kötü örnekleri emsal yapıp, iyi, doğru örneğe saldırılır mı?.
Gazetecinin işi tersi.. İyi örneği, kötüye emsal yapacaksın..
Tarkan serbest.. Deniz Seki niye 10 ay yattı, diyeceksin.. Başka Tarkanların, başka Denizlerin keyfe keder tutuklanmasını eleştireceksin.
Hayır.. Deniz'de de bayram yaptı ya onlar.. Çünkü Deniz'e, Tarkan'a güçleri yeter. Güçleri yetmediği için yazamadıklarının acısını da onlardan çıkarırlar.
Dünya medyası "Yıldız"la satar. Olmazsa, yaratır.. Biz olan yıldızları yok eder, sonra "Niye satmıyoruz" diye ağlarız..