Yurt içinde ya da yurt dışında.. Son yıllarda izlediğim en güzel konserlerden biriydi, 3 Bas, Ses!.. 3 Tenor değil, 3 Bas.. Peki, 3 Bas ne söyler? Baslar için bestelenmiş olanları da.. Yani hangi eserleri?
Yazılanları okudum, söylentileri duydum ama yine de repertuvarı merak ediyorum. Benzeri olmayan bir üçlü.. Ankara, İstanbul, İzmir Devlet Operaları sanatçıları Tuncay Kurtoğlu, Zafer Erdaş ve Tevfik Rodos.. Enfes bir de bilgi notu hazırlamışlar. Hem sanatçıları, hem repertuvarı tanıtan..
Bir de "Bas'ın Bildirisi" var. Başrolleri değil, "Bas rolleri" anlatan.. Okurken yakaladığınız espri, özellikle ikinci bölümde sahnede de sürüyor.
İlk bölüm Verdi, Çaykovski, Liszt, Bizet, Mozart, Rossini ağırlıklı ve gerçekten ağır.. İlk kez kostümlü, makyajlı hatta kısmen dekor ve ışık gibi görsel efektlerin kullanıldığı bir opera konseri izliyorum. Çok etkileyici..
İkinci bölüm ise, bitmesin istiyorsunuz.. Üçünün bir arada söylediği Saraydan Kız Kaçırma'dan bir aryayla başlıyor. Sonra Zafer Ertaş Gershwin'den, Porgy and Bess'den arya, Tuncay Kurtoğlu beni okul yıllarıma döndüren Old Man River'ı söylüyor. Piyanoda Azeri bir sanatçı var.. Müthiş bir eğitim ve sayısız uluslararası ödül sahibi, Cemile Cabbarova.. Tevfik Rodos'la türkülere geçiliyor. Rus halk şarkıları, Azeri türküleri, bizimkiler.. Köroğlu.. Ruhi Su'yu hatırlıyorum. Ama o bas baritondu.
Salon alkıştan kırılıyor. Herkes ayakta.. Geri geliyorlar.. Piyano bis'e bir napolitenle giriyor.. Reddediyorlar, başlıyorlar sütçü Tevye'nin o unutulmaz şarkısına... "Bir zengin olsam ben.."
Yıllar yıllar önce o sahnede muhteşem bir Tevye yaratan Cüneyt Gökçer'e saygı!..