Salı akşamı sinemadan çıkıyoruz, Dustin Hoffman ve Emma Thompson'un enfes, ama ne enfes oyunculukları bizi mest etmiş.. Aşka Son Şans/Last Chance Harvey'i hâlâ seyretmedinizse yazık.. Filmi geçin ama bu oyunculuğu mutlak görmelisiniz, bir kez daha uyarayım..
Asansördeyiz Kanyon'da.. Bir de aile var.. Aile reisi (Biz hâlâ eskilerde kaldık, babadan söz ediyorum tabii, feminist dostlar kızmasın..) "Yahu Hıncal Bey, nasıl yetişiyorsunuz bunca şeye" dedi..
"Yaşamın arkasından koşuyorum" dedim.. O kadar.. Asansör iki kat inene dek başka ne diyebilirim ki..
Ama felsefem bu.. Yaşamın peşinden koşmak..
Yaşam arkamızdan koşmayacak.. Yaşamdan kaçmayacağız.. Oturup beklemek hiç yok.. O zaman hiç gelmez..
Kovalayacaksınız..
Elinizden geldiğince..
Bir gece için Bodrum'a gideceksiniz, Fazıl Say'dan Fur Elise dinlemek için.. Uçakla olmazsa, otobüsle.. Otostopla.. 5 yıldızlık otele gücünüz yetmezse, uyku tulumunda..
Yıllarca tatilimi çadırda yaptım Erdek'te.. Anadolu'yu uyku tulumuyla dolaştım.. Otostopla..
Her şey para değil..
Hayattan kaçmak için bahane çok.. Ama yaşam bahane kabul etmez.. Dünyanın en kaprislisidir o.. Peşinden koşmanız gerek, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan ve sabırsızlığa kapılmadan..
Fazıl gecesi Bodrum'da bir başka okurum geldi yanıma.. Ayni salıdan söz etti.. O sabah yazdığım yazıdan.. "Bir daha öyle şeyler yazmayın" dedi, sitemli, sitemli.. "O son cümleyi bir daha yazmayın.."
O son cümle, Orhan ve Vedat'ın ardından yazdığım yazının finali..
"Gidiyoruz işte, birer ikişer, o ebedi buluşma yerine.."
Yaşamın peşinde koşarken unutulmaması gereken bir gerçek var.. Ölüm..
Hayatın tek şaşmaz gerçeği.. Yaşamı bu kadar kıymetli yapan o.. Bu kadar hızlı yapma gerekçemiz de o..
Hayat.. Ölüm.. Birbirine en yakın iki kelime.. Aralarında ince bir çizgi var. İncecik bir çizgi..
Ölüm gelecek.. Ama ne zaman gelecek?.. Belki de beş dakika, beş saniye sonra.. O zaman beklemeye vakit yok.. Kaçmak iyice aptalca.. Düşeceksin yaşamın peşine, her anı değerlendirerek.. İçinden gelen, yapabileceğin hiçbir şeyi ertelemeyerek..
Yaşamın belli bir süresi var, kağıt üzerinde.. Ama o süreyi yaşayacağın da garanti değil.. Orhan da, Vedat da benden gençtiler.. Ben babamdan 12, dedemdem 40 yaş büyüğüm.. Buyrun!.. Ama büyük dedeme ulaşmak için daha yarım asır yaşamam gerek..
Yani..
Yanisi manisi yok..
Yani şair haklı..
"Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.."
Ölümü düşüneceksin ki, yaşamın, yaşadığın her anın kıymetini bilesin!..