Daha önce de defalarca yazdım.. Bu ülkede bazı insanlar Fethullah Gülen Okulları ile mücadelenin sokaklara dökülerek, "Kahrolsun.. Yakalım.. Yıkalım" çığlıkları atarak değil, en azından ayni düzeyde Çağdaş Eğitim Yuvaları kurarak yapılacağına inanıyorlardı.. Bu inançla kollarını sıvadılar..
Bedrettin Dalan önce İstek Okulları'nı kurdu lise düzeyinde.. Sonra Yeditepe Üniversitesi'ni.. Türkan Saylan, evlere kapatılmak istenen kızlara sahip çıktı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile.. Çağdaş Eğitim Vakfı da ayni amaçla kuruldu. Binlerce genç kız burs alıp okumaya başladı.. "Baba beni okula gönder" kampanyası bomba gibi patladı.. Başkent Üniversitesi'nin kuruluş amacı gene ayni oldu..
Fethullah Gülen okullarından yetişenlerin karşısına, ayni düzeyde okullarda okumuşlarla çıkmak..
Demokratik mücadele başka nasıl olur ki?.. Ama Ergenekon olduğu iddia edilen örgütle ilgili dalgaların bugün geldiği yere bakın..
Fethullah Gülen okullarına karşı, Çağdaş Eğitim adına kurulan okullar, dernekler ve vakıfların liderleri basılıyor, aranıyor, şüpheli ilan ve bu sulandırılmış davanın gönüllü savcıları, hatta muhbirleri tarafından mahkûm ilan ediliyorlar.. Gülen okullarına karşı eğitim, sanki baskı altına alınıyor.
Bu arada "Yargısız infaz" en acımasız şekilde işliyor.. Öyle bir terör, dehşet, korku havası yaratılıyor ki, bırakın karşı çıkmayı, eleştirmeyi, eğer desteklemezseniz, faşist köpek diye saldırıya uğruyorsunuz.. Hatta bu defa sizi ihbar etmeye "Onu da alın" demeye başlıyorlar..
Şimdi tüm bunlar tesadüf müdür, iyi düşünmek gerek..
Ülkemizde, hakkındaki tutuklama kararı kaldırıldığı halde, Bay Gülen neden Amerika'da oturmaya devam etmektedir?.
Başta Rusya, eski Sovyetler Birliği ülkelerindeki Fethullah Gülen Okulları niçin kapatılmaya başlanmıştır?.
Rusların, "İngilizce eğitim yapan bu okulların arkasında CIA var" iddiası nedir?.
Bu arada bir şeyi daha düşünmek gerek..
İpin ucu kaçtı mı?..
Başlangıçta, Ergenekon dalgalarından fevkalade memnun görünen hatta liderinin ağzıyla "Ben bu davanın savcısıyım" diyen iktidar partisinde son günlerde başlayan rahatsızlık ve huzursuzluk ifadeleri neyin işareti?..
Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın en azından usule, açık seçik itirazının ardından Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın "Bu iş 12 Mart'a döndü" çıkışının anlamı ne?.
Bu çıkışlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan tamamen kopuk yapılabilir mi?.
İktidar, seçimlerdeki acı kaybının baş sebebinin Ergenekon adı verilen örgütle ilgili kampanya olduğunun farkına mı varıyor?..
Çağdaş Eğitimcilerin, Atatürkçülerin, genç üniversitelilerin Anıtkabir yollarına düşerek verdikleri mesaj alınmaya mı başladı?.
Ve de işte Kıbrıs seçimleri..
Kıbrıs davasının ulusal kahramanı Rauf Denktaş'ı da, Ergenekon olduğu iddia edilen örgüte karıştırma teşebbüsünün sonuna bakar mısınız?. 25 milletvekiline sahip Cumhurbaşkanı Talat'ın iktidardaki Cumhuriyet Partisi, bir anda tepetaklak oldu ve Denktaş'ın Ulusal Birlik Partisi 26 milletvekili çıkararak tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı..
Bana sorarsanız Ergenekon olduğu iddia edilen olaylar her yerde geri tepmeye başladı.. Kaderlerini buna bağlamış birtakım yazar bozuntularının paniği bundandır!..