Bu hafta bir baktık ki, hiç farkında olmadan formatı değiştirmişiz.. Sanatımızın büyük ustaları Musa Eroğlu sazıyla Ankara'dan, Fikret ve Filiz Otyamlar müthiş yapıtlarıyla Antalya'dan gelmişler.. (Çırağan Sarayı'nda sergileri var, kaçırmayın.) Bir de can dostlarımız..
"Hadi konuk alalım, bir bölümlük" dedik.. Ama ustaların sohbeti bal, hele araya Eroğlu'nun sazı girince, biz araya giremedik inanın, ama onları dinlemeye de doyamadık. Siz de doyamayacaksınız..
Yalnız yayında söyleyemediğim bir lafı burada etmek isterim.. Fikret Ağbi anılarını naklediyor.. "Fi tarihi.. rahmetli falan.."
"Filan tarihi, rahmetli filan.."
Üç dört anı daha.. Lafa hep "Rahmetli" diye girdiğini fark etti. "Yahu" dedi.. "Onlar mı erken öldü, ben mi geç kaldım.. Hep 'Rahmetli' diye anıyorum.. Dilimin ucuna gelen, ama çıkmayan cevabım..
"Fikret Ağbi aslan gibisin maşallah. Sen bizleri de anlatırsın!.."