Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir eski dosta veda!..

Yahu Engin beni kıskandığını hissediyordum da, seni böylesine bunalıma sokacak ölçülere vardığını tahmin etmem güçtü. Dün yazını, kendi adıma gülerek, hatta kahkaha atarak, ama senin adına fena halde üzülerek okudum..
Şöyle yakın tarihten başlayalım..
Hastaydın.. "Geçmiş olsun" demek için aradım.. "Müjde ağabey, Sabah'a geliyorum. Yakında gene beraberiz" dedin.. "Harika" diye yanıt verdim ben.. Bir sitemde bulundun. Atatürk hakkında bir yazını eleştirmiştim de.. "Atatürk Düşmanı lafı biraz ağır olmuş ağabey" dedin.. "Hele sen gel. Baş başa bir kahve içer, anlaşır çözeriz" dedim.
Geldiğinde senin için yazılmış en güzel yazılardan biri bu köşede çıktı, "Hoş geldin Engin" diye..
Fikirlerimiz pek uyuşmazdı ama, Nokta'dan beri en sevdiğim ve keyifle okuduğum gazetecilerdendin çünkü..
Geldin.. Ve başladın.. Eski gazetende olmadığın kadar Atatürk düşmanlığına başladın. Atatürk'e doğrudan sövmen suç olduğu için Atatürk'le ilgili herkes ve her şeye sövdün.. Başkent Ankara'dan, Bozkurt-Lotus Davası ile dünya hukuk tarihine geçmiş Mahmut Esat Bozkurt'a kadar. Yetmedi.. "Kemalizm" diye ad takıp, Atatürk yasasından kurtulmayı başararak, Atatürk'ün her ilkesine sövdün.. Yetmedi.. Atatürk'le dalga geçmeye, alay etmeye başladın. En sonunda da ben hastanede iken "Atatürk'ün hayatından film mi çıkar?.. Çıksa da bunu dünyada kim seyreder" deme ayıbını işledin, Atatürk Filmi çekmeyi 31 çekmeye benzettin ve bittin benim için Engin..
Ben insanları ve fikirleri bu ülkede en iyi ayıranlardanım. En aykırı düştüklerim içinde en sevgili dostlarım vardır..
Nazlı Hanım'la harf uyumu yoktur aramızda. Nasıl sevip saydığımı kendisine sor.
Spordan siyasete, müzikten sinemaya, aklına hangi konu gelirse, eğer Haşo ile bir konuda birleşirsek, ikimizden birinin yanıldığını düşünürüz yıllardır. Ama Haşo hayattaki en güvendiğim, en sevdiğim 5 dostumdan biridir. Hayatım dahil ona emanet etmeyeceğim şey yok..
Peki sen ve öbür E.A. niye bittiniz?..
Beni ilgilendiren şey fikir değil, içtenliktir. Gerçekten öyle düşündüğüne inanırsam saygı duyarım. Ama kendisine yönelik herhangi bir sebeple düşündüğünden farklı konuşup yazanlar, benim çevremde yer alamazlar.
AKP'de en kızdığım kişi Bülent Arınç. En radikal fikirler onda var. Ama en saygı duyduğum AKP'lilerin başında o geliyor.. Neden?.. Adam ne düşünüyorsa onu söylüyor aynen. Yuvarlamadan, ima etmeden, politik sebepler yüzünden lafını değiştirmeden..
Ben iki E.A.'nın da cemaziyel evvelini bilirim. Bu yüzden bugün yazdıklarına inanamıyorum Ya o zaman beni kandırdınız, ya bugün böyle yazmanın daha kazançlı olduğunu düşünüyorsunuz..
Söylediğine inanmadığım biri benim arkadaşım olamaz.
Bu eski bir dosta veda mektubum. Bunları yazdım ki okur, Sabah'ı almaya devam ettikçe bana saldırmaya devam edecek adamı ve onunla geçmiş ilişkilerimi iyi bilsin ve doğru değerlendirmeler yapsın. Benim ve yazılarım hakkında yazdıklarına bundan böyle cevap vermeyeceğim. Bir gerek yok. Okur Sabah okuru.. İkimizi de okuyor, değerlendirmesini rahat yapar. İkincisi, artık tenezzül bile etmem. Bu sütunda adının geçmesi sana hak etmediğin bir itibar sağlar.
Ama Atatürk'e sövdüğün zaman, tokadımı yersin..
Bana saldırmak için ne yalanlara baş vurmuşsun dün. Bir örnek..
İkide birde "Giderim ha" diyormuşum..
Kime demişim.. Bir kişi göstermezsen, alçağın tekisin..
Tersine dünya benim hep "Gitmem" dediğimi, gitmeyeceğimi yazdığımı bilir.. Yazılarıma dokunmadıkları sürece hiçbir yerden de gitmedim 52 yıldır. Kimse de dokunmadı zaten. Benim kitabımda kovulmak var, gazetenin kapanması var. Ama benim gitmem yok. Çocuklar bile bilir..
Seni ilk teklifinde kapan Cem Uzan'ın bana neler teklif ettiğini ve her defasında ne yanıt aldığını, şimdi adını anmıyorsun, ama eski arkadaşın ona sor.. Doğan gurubuna, Karamehmet Gurubuna, en var varlık zamanında Güneş gurubuna sor, "Hıncal'a neler teklif ettiniz ve ne yanıt aldınız" diye..
Yeni patron Ahmet Çalık'a sor bakalım, imasını dahi almış mı, benden "Giderim ha"nın..
Gitseydim.. Ya da "Giderim ha"yı kullansaydım, bugün bankada yedi sülaleme yetecek milyonla dolar hesabım vardı. Milyon Engin.. Yüz binler değil.. Ercan'ın bana Vatan için yaptığı teklifi duysaydın, Uzan'la Jet Set hayatı yaşayan senin bile dudakların uçuklardı. Ertesi gün çıkıp çıkmayacağı dahi belli değilken, aylarca maaş veremezken Sabah'ta kaldım ben, hem de Ercan gibi Hıncal'ı Hıncal yapan en büyük dostumun sadece maddi değil, manevi baskılarına rağmen..
Bunları dünya biliyor, sen de biliyorsun, ama sallıyorsun utanmadan.. Böyle bir utanmazlığa yanıt vermeye değer mi?.
İkincisi..
Benim için "Megaloman" demişsin..
Yanılıyorsun Engin.. Sana da yıllar önce "Türkiye'nin megalomanları" konulu bir yazı hazırlayan genç gazetecinin "Size megaloman diyorlar, siz ne diyorsunuz" sorusuna verdiğim yanıtı vereceğim.
Yanılıyorsun Engin.. Ben megaloman değil, Megalo'yum.. Hele senden o kadar büyüğüm ki, attığın çamurlar ancak papucuma ulaşır.. Onun da ceremesi 50 kuruş boya parası..

***
Sevgili Okurlar,
Bu üslubun alıştığınız Hıncal'a ait olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama bir karar aldım.
Ben hayatımda kimseyi mahkemeye vermedim. Vermeye niyetim de yok. Bu yüzden hakaret edenler, bundan böyle yanıtlarını hak ettikleri ve anlayacakları üslupla alacaklar.
Hayatını hele son günlerde önüne gelene söverek kazanan adamın üslubuna ancak bu kadar yaklaşabildim. Özür dilerim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA