Başlıktaki cümlemi tekrar okuyun ve deyin ki..
"Hıncal gene abartmış!.."
Ben abartmaya devam edeceğim..
Çünkü ben, Turizmin bu ülkenin refah seviyesini katlayacak, binlerce aile, milyonlarca insanı hem de çok iyi gelirlerle iş sahibi yapıp besleyecek bir sektör olduğunu biliyorum.
Ben Türkiye'nin imkânlarının yarısına sahip olmayan Akdeniz ülkelerinin, başta İspanya, İtalya ve Yunanistan, turizmden neler kazandıklarını biliyorum.
Ben 50 yıllık gazetecilik yaşamım boyunca Turgut Özal dışında Turizme inanan bir devlet adamı, ya da iktidarın gelmediğini de biliyorum.
Turizmi bir devlet politikası yapamadık, bir türlü..
Turizm Bakanlığı'nı ciddiye almadık. Koalisyonlarda parti pazarlıklarında "Üste" verdik. Ya da parti içi muhalif olabilecekleri susturmak için "Al sana koltuk, otur" denecek bir makam diye kullandık. Bugün de durum bu..
Bugün bu ülkenin ne Turizm Politikası var, ne de Turizm Bakanı..
Tersine "Turist ahlak götürür" diyen bir görüş iktidarda güçlü.. "Bana bunu mu layık gördünüz" diye burun kıvıran bir de bakanımız atlama tahtası diye kullanmaya bakıyor.
İşte bu Türkiye'de turizmin İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan düzeyine gelmesinden söz ediyorum..
Kullanacağımız koz golf!.. Ve de kullanmaya başladık..
Ben golfün bir yörenin kaderini nasıl değiştirdiğini, 80'li, 90'lı yıllarda giderek, görerek yaşadım ve yazmaya başladım..
Ne dediğimi gayet iyi bilen bir lider, Ahmet Ağaoğlu, "100 Golf sahası" diyerek nihayet kurulabilen federasyonun başkanı oldu ve kolları sıvadı.
Golfün ülke turizmi, tanınması, zenginliği ve refahı için ne demek olduğunu idrakten yoksun bazı kafaların çağdışı kalmış klişe sloganlarına rağmen Türkiye'de, özellikle de Akdeniz sahillerinde golf alanları artmaya başladı. Bugün bu sayı 18. Turizm Bakanlığı lütfedip onaylarsa, 69 golf sahası da yolda..
İşte bu 18 sahalı Türkiye, bu ayın başında Avustralya'da yapılan oylamada, 210 sahalı İtalya ve 108 sahalı Avusturya'yı geçerek 2012 Dünya Amatör Golf Şampiyonasını organize etme hakkını aldı. Hem de 92 delegenin 76'sının oyunu ilk turda toplayarak..
Bu harika bir tanıtım başarısıydı, genç federasyon için ve de dünya üzerinde bu kadar gençken Dünya Şampiyonası düzenleyen bir federasyon yoktu.
Ahmet Ağaoğlu bu işi adeta tek başına başardı. Ona inananların sayısı o kadar az, bilmeden karşı çıkanların lobisi o kadar güçlüydü ki..
Buna rağmen özelikle Belek'te arka arkaya açılan golf sahalarının tanıtımı o kadar başarıyla yapıldı ki, CNN International bir özel programında "Avrupa'da en iyi golf istikameti Türkiye" dedi.. Onun demesiyle de kalmadı. Golf Turu Operatörleri Enternasyonal Derneği Türkiye'yi 2008'in En İyi Golf Ülkesi" seçti ve Ağaoğlu ektiklerini Avustralya'da biçip 2012'yi aldı.
Alamasak ne olurdu?.
Bu şampiyona her iki yılda bir, sırayla bir kıtada düzenleniyor. Avrupa'ya sıra 2024'te gelecekti yeniden.
Aldık da ne olacak?.
Dünya Amatör Golf Şampiyonası ailesi takımlar, yöneticiler, gazeteci ve televizyoncular ve yakınlarıyla 3 bin kişiyi aşıyor. Her biri seçme, her biri zengin bu aile, ülkemizde iki hafta boyu kalacak..
Ülkelerine döndüklerinde, ekranlarında gösterecek, yazacak, anlatacaklar.. Bu Türkiye'de golf turistlerinin sayısını misli misli artıracak.
Golf turisti, genelde dolar milyoneri.. Kalabalığı sevmez. Bu yüzden sezon dışını tercih eder.. Sonbahar ve kışı ılımlı geçen yöreler favorisidir.
Harika tesislerde yaşayacak ve göreceklerdir ki, Türk Rivierası onlar için biçilmiş kaftandır.
Turizm sezonunu uzatan bu paralı turist de Antalya ve Türkiye için, daha da biçilmiş kaftandır..
Birleşmiş Milletler'de kazandığımız Güvenlik Konseyi üyeliğinin, bu konseyin kararlarını tanımamakla ün yapmış ülkemize ne getireceğini bilmem..
Ama 2012 Dünya Golf Şampiyonası'nın, Türkiye'ye tanıtım, Türkiye'ye şan, Türkiye'ye para, Türkiye'ye refah getireceği kesin!..
Teşekkürler Ahmet Ağaoğlu!..