ALİ Eyüpoğlu yazılarını keyifle okuduğum bir magazin ve TV yazarı.. Ama bu defa dondum kaldım.. Aysun Kayacı'ya saldırmanın dayanılmaz cazibesine o da kapılmış, hem de öyle kapılmış, öyle kendinden geçmiş ki, belgesel tarih yazmış nerdeyse..
Efendim Aysun'un bu haltı yiyeceği önceden belliymiş. Kız zaten "Aptal sarışın" kontenjanından girdiği programın gaf kraliçesiymiş..
Dünyada devletin ilk ortaya çıktığı günlerden, Antik Yunandan beri tartışılan bir konuyu gündeme getirip fikrini söylemek mi gaf, yoksa buna "Gaf" demek mi?..
Efendim bir programda Ata Demirer "Denize daldıkça dipte Tanrıyı görüyorum" deyince, Aysun "Benden de selam söyle, bir daha sefere" demiş. Bu büyük gafmış..
Yok yahu?.. Böylesi abartılı bir tasvire, böylesi mizah dolu, böylesi zekice yaklaşımın adı ne zamandır "Gaf" oldu Ali?..
Anıt Kabir'e gider de Atatürk'ü görürsen orda, sen de benden selam söyle olur mu?..
Çiğdem Anad "Babasız çocuğa ne dersiniz" diyince Aysun "Ben piç derim" demiş.. Bütün Türk milleti öyle der, Ali?.. Niye gaf oluyor, herkesin bildiğini, dediğini söylemek?..
Söyleyen sarışın ve güzel olduğu için mi?..
Aysun, oturduğu koltuğa da, ekrana da giderek alışıyor.
Yakında televizyonun en önde gelen yıldızlarından biri olacak!..