İzmir Kordon'da yürürken dondum kaldım.. Bu kentte Cumhuriyet Savcıları yok mu?.. Bu savcılar Kordon'da yürümez mi?.. Benim gördüğümü görmezler mi?..
Beşiktaş'ın resmi mağazasının İzmir şubesi, kentin en güzel, en pahalı, hemen her İzmirli'nin önünden geçtiği bir yerde.. Helal olsun..
Olsun da, o vitrinin tam göbeğinde sergilenen, mankene giydirilmiş eşofman ne?..
Üzerinde "Ölüm ve Yaşam" yazıyor..
Spor'da "Ölüm" lafının ne işi var, İzmir'in savcıları?.. Ne işi var?..
Bu ülkede "Sporda şiddet yasası" var.. İzlemekten, uygulamaktan sorumlu olduğunuz.. Bu yasa, futbolda şiddetin ölüm boyutlarına gelmesi üzerine çıktı. Şiddete engel olsun diye.. Süs olsun, mevzuat kitaplarında kalsın diye değil.. Ben mi uygulatacağım yasayı, yoksa sizler mi?.
Doğrudur.. Bu eşofman Beşiktaş'ın resmi, damgalı üretimi.. Her mağazasında var. Ama oralar bu kadar meydanda, bu kadar can alıcı yerde, bu kadar yasalara meydan okur şekilde teşhir edilmiyor..
İstanbul Savcıları "Görmedik" diyebilirler.. Ama İzmir'deki eşofman savcıların hemen her gün geçtikleri Kordon'da meydan okuyor, yasaya, yasa koyanlara ve yasayı yürütmesi gerekenlere.. Hani eylem?..
İstanbul'da Fener Stadının tepesinde 50 metre afiş var, İstanbul savcılarının oturduğu Protokol Tribününün tam karşısında.. Onlar da bizim savcılarıma meydan okuyor..
"Kill for you!.."
"Senin için öldürürüm!.."
Bu ülkede "Kimi öldürüyorsunuz" diyecek savcı yok mu?.
Hıncal'ın satırlarını didik didik edip, içinden kastımla zerre alakası olmayan ne anlamlar çıkaran savcı dostlarım var üstelik, dava açmak için..
Hadi açın..
Ya futbola, "Ölüm"ü getirenlere dava açın.. Ya da görevinizi ihmal ettiğinizi söyleyin bana..