"LINDSAY Lohan'ı seyretmeye gelmiştik, şu hale bak" dedi Ünal.. Lindsay Lohan, günümüz Hollywood'unun en dişi kızlarından.. Paris Hilton'un peşine takılıp çılgın hayata dalması, içkilerden, uyuşturuculardan komalara girip hastanelerde durmadan tedavi altına alınması, iki günde bir başının polisle belaya girmesi ayrı.. (Hatta, daha çok yeni, alkollü araba kullandığı ve arabasında kokain bulunduğu için bilmem kaçıncı defa tutuklandığından ve rehabilitasyona alındığından, bu filmin tanıtım kampanyasına ve galalarına katılamadı.)
Kızın tam bir çıtır ve de çok da iyi oyuncu olması ayrı.. Georgia Rule'da Jane Fonda gibi bir devin yanında, ezilmek bir yana rol çalmasını hatırlıyorum da..
1999'dan bu yana ( O zaman 11 yaşındaydı) Amerika'nın ve Hollywood'un çeşitli sinema ödüllerine 16 defa aday olmuş, 12 defa kazanmış.. Özellikle gençler ona çok ödül vermişler..
Ünal'ın "Şu hale bak" dediği, Katilimi Tanıyorum'daki (I know who killed me) Lindsay..
Bir eli bilekten, bir bacağı diz altından kesik..
Belki de bu yüzden Amerika filmi sevmedi..
Ama ben sevdim..
Başından sonuna ilgiyle izledim.. İlginç çünkü..
Bir küçük Amerikan kasabasında bir genç kız kaybolur. Aylar sonra ölü bulunur. İşkence edilmiş, eli ayağı kesilmiş ve öldürülmüştür. Sonra Aubrey adlı bir genç kız daha kaybolur. Onu da bulurlar. Kolu, bacağı kesilmiş, ama henüz ölmemiştir.
Hastanede kurtarılır. Ne var ki kız kendine gelince "Ben Aubrey değilim" der.. Anne ve babasını tanımaz.. Sevgilisini de.. Başka bir kentte yaşayan bir striptizci Dakota olduğunu söyler ve meraklı hikâye başlar.
Valla bizim merakımız sonuna dek sürdü.. Hiç sıkılmadan izledik.
Polisiye gerilim meraklılarına tavsiye ederim. Lindsay meraklılarına da, özellikle..