MERAK, gazeteciliğin bir numaralı unsurudur. Merak etmeyen adam gazeteci olamaz. Kendi merak etmeyen, okurun neyi merak ettiğini ne bilir ki?.
Gazetecide mutlak olması gereken ikinci yeti de mantıktır. Mantıksız yazı, haber, yorum olmaz.
Merak etmeyen ve mantıklı olmayanların bu meslekte yeri yoktur.
Ben öyle sanayım..
Salı günü hemen bütün gazetelerde ve izleyebildiğim tüm spor haberlerinde, ayni kaynaktan, yani ajanstan geldiği belli bir yorum yayınlandı.
Bu yıl ligin beşinci haftasındaki Galatasaray, geçen yılın ilk beş haftasındaki Galatasaray'dan çok iyiymiş. Rakamlar verilmiş, hepsinde ayni. Galatasaray geçen yıl ilk beş haftada, 4 beraberlik, bir galibiyet almış. 10 gol atıp, dört gol yemiş..
Şimdi bu haberi servise koyan spor yazarı, muhabiri, editörü, müdürü, yüzlerce adam var Türk medyasında.. Haber hepsinin elinden geçti. Bir gariplik hiçbirinin dikkatini çekmedi.
Sadece bir maç kazanıp, dört maçı berabere bitiren Galatasaray'ın 10-4'lük bir averaj için o tek maçı kaç farklı kazanması gerek?.
En basit matematik, 6 farklı.. 6-0, 7-1, 8-2!..
Peki geçen yıl, sezon daha yeni başlamışken Galatasaray böyle bir skorla kazanmış olsa, olay olmaz, akılda kalmaz mıydı?.
O zaman arşiv elinin altında.. Bilgisayara iki tık.. Sonuçlar önünde..
Ankara 1-1, Kayseri 4-0, Manisa 2-2, Antep 2-2, Denizli 1-1!..
Yani gelen ajans haberi hatalı.. Averaj 10-4 değil, 10-6!..
Ne kadar basit değil mi?.
"Bu mu?.."
Evet bu.. Mükemmellik de, şeytan da ayrıntıda gizlidir.
Türkiye'de sporu yöneten bunca insan arasında, merak eden, mantık yürüten, okura saygısı olan ve sorumluluğunu bilen tek kişi yok..
Bir küçük yanlışın ortaya koyduğu büyük gerçek bu!..