SEYRİNE doyamadığımız Spartaküs Balesi'nde yazılması gereken biri daha vardı.. İstanbul Opera ve Balesi Orkestrası'nı sadece bir prova ile yöneten Şef Alexandre Lavrenyuk!..
İnanın onun hareketlerini izlemek de, ayrı bir bale seyretmek gibiydi.. Yenge hanım Özay, "Çoğu zaman şefe mi, sahneye mi bakayım, karar veremedim" dedi..
Bu müthiş şefin perde biter bitmez, sopayı elinden atıp, kulise koşması pek dikkat çekmedi başta.. Ama finalde de, son nota çalınır çalınmaz, deli gibi koşmaya başlayınca, şaşırdık.. Üstelik bir ayağı hafif aksarken ve yürürken bile teklerken bu koşular..
Alkış kıyamet.. Yönetmen Gregroviç geldi sahneye.. Bekliyoruz Şef gelsin. Adettendir. Onu alkışlayalım. O da orkestrayı ayağa kaldırsın. Onları da alkışlayalım..
Hayır.. Dakikalar, dakikalar sürdü alkışlar. Şef sahneye çıkmadı.. Aspendos boşaldı, o müthiş şef alkışlanmadan ve halkı selamlamadan..
Sanatçılar onu sahneye almayı mı unutmuşlardı, yoksa şef bir şeye mi kızmıştı, onu tartışıyorduk ki, Opera ve Balemizin Genel Müdürü Meriç Sümen geldi yanımıza..
"Zavallı Alexandre neler çekti bu gece orkestrayı yönetirken.. Midesini fena halde bozmuştu" dedi..
Orkestrayı yönetirken şekilden şekile girişi de acaba?..