35'İNCİ yaşındaki İstanbul Müzik Festivali gecelerimin büyük bir bölümünü kapsıyor ama, geçen hafta sonu pek de isabetli seçimler yapmadığımı gördüm.
İlki, hem de Sabah'ın sponsor olduğu bir konserdi. Gazetem ertesi gün "Konseri izleyenler arasında Hıncal Uluç da vardı" demiş. Yanlış.. "Yarıda bırakıp gidenler arasında" demeliydi. "Dünyanın Tüm Sabahları" adlı konser, sadece benim değil, salonun yarısı için tahammül edilmez bir felaketti. Kaçtık. Çok ama çok az bir kitleye hitap eden bu tür müziklerden, İstanbul Festivali'nde kaçınmak gerek diye düşünüyorum.
Ertesi akşamın "Allahın Güzel İsimleri" konseri daha da felaketti. Çünkü bu defa ara olmadığı için kaçamadık.. Bu ülkenin önde gelen müzik eleştirmenlerinden Filiz Ali gene de kaçmış.. "Kalan bölümde kaçırdığım bir şey olmadığına inanıyorum" diyor. Haklı.. Başından sonuna monoton tekrarlardan oluşan bir müzik.. Bu John Tavener İngiliz Müziğinin en büyüğü ise, yandı gülüm keten helva.. Adam bir mistik doğu işine bulaşırken, doğu müziğine, doğu sazlarına bakmamış bile.. Filiz'in yazısından öğrendim ki, bizden iki gece evvel Londra'daki ilk çalınışında bir ıslıklanmadığı kalmış.
Bu iki hayal kırıklığından sonra King's College Korosuna gitmeye cesaret edemedim, Ferhat Göçer'i tercih ettim. İyi de etmişim.. Harika bir konser verdi Ferhat.. Beni ağlatan şarkısını da iki kez söyleyip, iki kez ağlattı..
Kazım Baba, İstanbul'a hareket ederken, daha önce gelen eşi Saadet'i aramış telefonda ve "Şu anda Ferhat Göçer'i dinliyorum. Sanki benim yerime sana söylüyor" diye.. Laflara bakar mısınız?.. Vasiyet gibi.. Dünyanın öbür ucundan uçtu Kazım Baba, Saadet'e 500 metre kala da öldü..
"Bana ne gelecekse dünyanın sonu
Bitecekse bitsin artık hayat yolu
Korkum yok içim rahat huzurla dolu
Aşkı yaşadım senle bir ömür boyu.."
Bir harika koro vardı, Ferhat'ın arkasında, daha önce alıştığımız büyük orkestra ve bizim sazlara ek olarak.. Ladies and Gentlemen!.. Nasıl renk kattılar konsere.. Nasıl coşkuyla katıldılar, keyifle söyleyip neşelerini bize de aktardılar..
BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) bu konseri bu yıl himayesine aldığı Aspendos'a mutlak götürmeli.. Ferhat da, programa biraz daha opera, mesela Nessun Dorma, Lucivan e stelle eklemeli.. Aspendos yıkılır!.
Ben gidemedim. Gidenler Ortaköy'de beni buldular. Kuruçeşme Arena'da bir punk mı, rock mı ne konseri varmış. Bilemem.. Ayşe (Özyılmazel) oradaymış, yazar herhalde.. "Bizi kandırdılar. Bu konser biz yaşta öğrenciler için.. 100 lira çok önemli para.. Güç bela verdik, ama 10 şarkı, bir saatte bizi kapıya koydular. Bis bile yapmadılar" dediler.
Geceler devam ediyor..
Bu gece gene Müzik festivalindeyim (Yani dün gece size göre). Bu defa müthiş güzel bir repertuar ve çok sevdiğim çellolar var.. Yarın ballandıra ballandıra yazarım inşallah..
Gene bu gece Shaolin Rahiplerinin insanı gerçekten büyüleyen gösterileri başlıyor.. 500 senelik Zen Budizm Manastırı ile Komünist Çin yönetimi bile baş edemedi. İnsanın beynine ve kaslarına böylesine hâkim olabilmesi ilahi mucize gibi bir şey. Görünce ayrıca yazacağım, ama siz, Maslak Arena yollarına şimdiden düşün.. Hafta sonuna kadar sürecek..
Aya İrini'de Çarşamba günü Kudsi Erguner'den bir dünya prömiyeri var. Fener'den Saraya.. Bizans sonrası, din dışı Osmanlı müziği..
Ertesi gün Saim Akçıl Hoca ve Tekfen Orkestrası Rus sanatçılara eşlik edecek, Rus müziğinde.. Çaykovskiler.. Rahmaninoflar..
Hafta sonunda Aya İrini kaçmaz. Royal Concertbouw Orkestrası.. İlk gün Wagner, Mozart ve Brahms.. İkinci gün Beethoven ve Stravinsky..
Ama ben kaçırıyorum. Çünkü Aspendos'ta olacağım.. Haçaduryan ve Spartakus balesi için..
BKM, Açık Hava'da Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı 30 yıl sonra yeniden sahneliyor.. Salı, Çarşamba.. Ben kaçırmam.. Valla siz de kaçırmayın.
Enka Açık Hava Tiyatrosu'nda 24 Ağustos'a kadar sürecek, müzik, tiyatro ve sinema geceleri de bu hafta sonu başlıyor. Harika bir program var.
www.enkaspor.com'a girip bilgi alın.