Abuzittincim,
Memleketin siyasi manzarası huzurumu iyice kaçırınca bi kaç gün hiç gazete okumadan televizyon da seyretmeden Akdeniz kıyılarında avare avare dolaşayım dedim. Hanımı da alıp yola koyuldum..
Ohh dünya varmış.. Eurovizyon'da kaçıncı olduğumuzu bile günler sonra öğrendim. Öylesine olup bitenlerden uzak. Olup bitenlerden uzak ama Türkiye'nin muhteşem doğa güzelliğiyle içiçe Abuzittincim.
Sana bi şi diyim, yalnız Fethiye-Faralya güzergâhı, burada aklı başında projelerin hayata geçirilmesiyle, Türkiye'ye, turizmden kazandığının bi mislini katar.
Katar ama, buna gerek var mı dersen elbette yok.. Hatta o kadar yok ki halihazırda gelen yabancı turistleri de başka ülkelere kaçırtmak için elimizden geleni yapıyoruz kardeşim.
Mesela şu günlerde Fethiye'de haldur huldur yol makinaları çalışıyor. Ortalık toz duman.. İşaretleme eksik. 30 derece sıcakta "Şehir merkezine nasıl ulaşacam?" diye kan ter içinde kalıyorsun. Buna rağmen Ölüdeniz'de bayağı yabancı var.
Sen "Adamlar gelmesin" diye çırpın onlar inatla gelsin. Ne kadar da yüzsüzler diyecem, ayıp olacak! Bu yabancılar hem inatçılar hem de bazı durumlarda bizleri ayıplıyormuş gibi bi halleri var.
Mesela Faralya'ya, Baba Dağ'ın eteklerinden tırmanırken, Ölüdeniz'i yaklaşık 1000 metre yukardan gören enfes manzaralı bi yerde durduk. Bi kaç araba daha vardı. 48 plakalının direksiyonundaki, içtiği kolanın kutusunu birikmiş çöplerin üzerine fırlattıktan sonra gazı topukladı. O sırada fotoğraf çekmekte olan Almanın, sarışın ve de tombul eşi bi şeyler mırıldanıp eğildi, yerdeki kutuyu alıp elindeki siyah poşete koydu.
Kadının bu hareketine önce sinirlendim ama sonra düşündüm ki yerlere çöp atmanın bizlere has bi kültür olduğunu zavallı nereden bilsin?
Bu bize dedelerimizden kalan bi işaretleme kültürüdür.. Biz manzaralı güzel tepeleri, ormanları, çeşmeleri, bozkırda gölge veren tek ağacın altını böyle çöplerle işaretliye işaretliye gezeriz ki arkadan gelen de çöpleri görüp dursun doğanın bize bahşettiği bu güzellliklerden yararlansın.
Neyse, özetle Abuzittincim, kafamı iyice boşaltıp iyi bi moralle şehre döndüm (dönmez olaydım) gene bi tartışmadır gidiyor.
Ne o?
Biz iç meselelere dalmış birbirimizle didişirken Putin, Türkmenler ve Kazaklarla anlaşıp yeni doğal gaz projeleri imzalamış. Bu Türkiye'nin "Asya ile Avrupa arasında enerji terminali olma iddiasına" vurulan bi darbeymiş. Stratejik durumumuz zedelendiği gibi şimdiye kadar döşediğimiz borular da elimizde kalabilirmiş..
Kalmaz, onları koyacak uygun bi yer buluruz bu bir.. İkincisi, birader şart mı enerji terminali olmak otobüs terminali olalım. Azerbeycan'dan, Kazakistan'dan hatta hatta Pakistan'dan kalkan bütün otobüsler burda dursun.
Öff, gözlemeyle ayran satışları nasıl da patlar!
Olaylar karşısında hayıflanıp morallerimizi bozacağımıza neden yeni projeler üzerine yoğunlaşmıyoruz kardeşim?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.