EŞKIYA benim Türk sinemasında en sevdiğim, 1 numaraya koyduğum film.. Romantik, Eşkıya'dan bu yana izlediklerim içinde beni en etkileyen oldu. Çok sevdim..
Sinan Çetin de Berlin in Berlin'den bu yana en iyi filmini yapmış.. Romantik, Berlin'den çok ama çok daha iyi..
Film, Çetin'in yaşam felsefesini anlatıyor aslında.. "Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Her şey onu nasıl algıladığımıza bağlı.."
Okan Bayülgen ve Teoman iyi arkadaşlar. Okan, Yasemin Kozanoğlu'na rastlıyor. Aşık oluyor. Dünya şirini bir aşk yaşarken Teoman devreye giriyor. Okan'a tuzak kurup onu İstanbul'dan kaçmaya zorluyor. Fırsattan istifade Yasemin'i baştan çıkarıyor..
Okan'ın öyküsünü izlerken Teoman'dan nefret ediyorsunuz.. Ama tam o anda da, Teoman'ın öyküsünü öğrenmeye başlıyorsunuz.. Olay göründüğü gibi değil.. Gönlünüz nefret ettiğiniz adamdan yana kayarken, bu defa Yasemin'in babası Semih Sergen'in öyküsü ortaya çıkıyor.. Teoman da yanılıyor ve yanıltıyor sizi meğer..
Film devam etse, başka hikayeler de olabilecek mi?.. Mesela konuşamayan Teoman'ın babası David Hemmings'in de dili açılsa ne anlatır?. Bu defa da onun yanında mı yer alırız?.
Hiç şaşmayın, aynen öyle olur. Sinan haklı.. Yaşam bu.. Herkesin bir hikâyesi var. Biz kimi dinlersek..
Raşamon öyle değil miydi, Kurosawa'nın başyapıtı.. Ayni olayı üç kişi anlatırken..
Filmi başından sonuna keyif alarak, merakla seyrettim. Sinan'ın bence tek hatası, yavaş çekimleri gereksiz yere kullanması ve uzatması.. Fırtına gibi başlattığı filmin temposunu bu çekimler öyle düşürmüş ki, zaman zaman..
Oyunculuklar çok çok iyi.. Hiç konuşmayan David Hemmings ile büyük usta Semih Sergen'in dev oyunları normal.. Şaşmadım.. Ama Yasemin, Okan ve Teoman'ın başarı düzeyleri sürpriz oldu benim için..
Özellikle de Yasemin'in naif oyunculuğu..
7 yıl önceki halini izlerken (Sinan filmi yedi yıl tutmuş elinde.. Sinandır, ne yapsa yeridir) Yasemin'le ilk karşılaştığım anı hatırladım. Bir liseye sohbete gitmiştim. Yasemin kapıda karşıladı beni. Okulun sohbeti organize eden kulübündenmiş.. "Ne yazık ki sizi izlemek için kalamayacağım" dediğinde içimin cız ettiğini hatırlarım.. Hani "Bakmaya kıyamazsınız" dedikleriniz var ya.. Öylesiydi Yasemin.. Hızlı ve hatalı bir özel yaşam çok yıprattı onu.. Şimdilerde çiftliğe çekilmiş, "Low profile/ Az görünen" yaşıyormuş. İyi ediyor..
Yasemin nasıl doğal oynuyor, iki gençlik aşkı arasında gidiş gelişleri.. Çocukken şahit olduğu olaylar ve babası ile karmaşık ilişkiler arasındaki gizemli kızı..
Okan Bayülgen ve de hele Teoman müthiş.. Bu üç genç (O zaman daha da genç) oyuncunun başarısında da Sinan Çetin imzasını hissediyorsunuz izlerken..
Romantik, Hollywood kalite standartlarını her bakımdan, yapım, çekim, senaryo, ses, ışık, müzik (Hele hele müzik) ve de aklınıza ne gelirse yakalamış bir film..
Film gibi film..
Görmezseniz yazık!..