MİLLİYET perşembe günü yazdığı haberi, Pazartesi günü tekrarladı..
"Yargıda iki bomba.." Ses yok..
Gerçekten iki bomba bu..
Trabzon'da McDonald's'ı bombalayan ve 6 kişiyi yaralayan Yasin Hayal 10 ay sonra serbest kalıp, yeni bir terör eyleminin başına geçiyor.
Ankara'da, yapımı kokteylden de kolay, artık allame gösteri aleti Molotof kokteyli yanlarında bulundu diye yakalanan 2 genç 2 yıldır tutuklu.. Davaları sürüyor, tutuklu yargılanıyorlar.
Yasalar mı lastikli?.. Savcı ve yargıçlar mı, keyfi?..
O zaman, bu nasıl Adalet!..
"Efendim şöyle Adalet" diye başlayıp bir yığın yasa maddesi sayacaklar çıkacaktır elbet.. Ama vatandaşı yasa maddeleri değil, sonuç ilgilendiriyor.. Bu sonuç da Adalete güveni fena halde sarsıyor..

***

Antalya'da 25 yaşındaki Seda Genç, çantasını gasp etmek isteyen bol sabıkalı biri tarafından öldürüldü. Katil D.Ç.'nin mahkemesi "Cezai sorumluluğu olmadığı" gerekçesi ile durduruldu.
Efendim nüfustaki yaşı 11'miş. 1 cinayet 3 gasp suçlusu "Çocuk" olduğu için suç işleme, hatta adam öldürme özgürlüğüne sahip..
Şimdi, bu nasıl Adalet?..

***

Ankara'da Berat Çelik bir serseri kurşunla başından vuruldu ve öldü. Altuğ A., bir kavga sırasında tabancasına sarılmış, iki hasmını yaralamıştı. Üçüncü kurşun tesadüfen orada bulunan, üniversite sınavlarına hazırlanan Berat'ı öldürdü.
Savcı 50 gün sonra, "Deliller toplandı" gerekçesi ile, 2 adam yaralayan, bir adam öldüren sanığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.
Söyleyin şimdi, Adaleti bu olan ülkede, güven içinde yaşamanız mümkün mü?..

***

Bursa'da bir sünnet düğününde aşka gelip silaha sarılan İ.D., üniversite öğrencisi, 19 yaşındaki Sezin Akoy'u öldürdü. Beş kişiyi yaraladı. Mahkûm oldu. Ne kadar yatacak?.
Ceza ve İnfaz yasaları gereği 48 ay.. Bir ölü, beş yaralının bedeli, dört yıl..
Şimdi bu Adalet vatandaşı tatmin eder mi?.. "Bu ülkede suçlular cezasını buluyor, merak etmeyeyim" dedirtir mi?..
Modern Hukukta cezanın birinci hedefi önleyici olmaktır. Bu ceza uygulamasıyla suç önlenir mi?..

***

Bunlar sadece geçen hafta içinde not aldığım haberlerin yarısı.. Hemen her gün gazetelerde bir benzeri haber var.. Televizyonlarda da..
Şimdi bunları okuyan, izleyen bir insanın, vatandaşın, devletine güveni, onun adaletine inancı kalır mı?.
Kalmazsa, eline silahı alıp "Bizzat ihkakı hak"ka kalkışırsa, bu mahkemeler hangi vicdanla onu mahkûm ederler?..
Hele o ülke üç günde bir Rahşan Afları çıkarıp, azılı katilleri, "Kader kurbanı" diye sokaklara salar, hapishaneleri boşaltırken..
Savcılar ve yargıçlar mı yasaları keyfi uyguluyor?.. Yasalar mı, suçu teşvik edecek kadar yetersiz?.. Bu vatandaşı ilgilendirmiyor..
Vatandaş Adalet duygusunun tatminini istiyor. Ülkesinin Adaletine inanmak istiyor.
Bunu sağlamak da, birinci elde, Adalet Bakanı'nın görevi..
Güç elinde.. Meclis'te yeterli çoğunluğu var.
Gereğine inandığı yasaları teklif etmek, Meclis'ten geçirmek, ya da bu halleri seyre devam etmek..
Tercih onun.
Vatandaş, söylem, açıklama değil, eylem bekliyor. Adalet duygusunu geri getirecek eylem..
Haaa.. AB ülkelerinin hiçbirinde polis bu kadar zavallı, yasalar bu kadar suçludan yana değil.. Kimse "Efendim uyum" diye de uydurmasın!..