EFENDİM şiirin adı "Kuzuname!." Dizeler de aynen şöyle..
"Ramazan arifesi
Bu şehr-i Stanbul'da
Didiler ki Hıncal'ın taifesi
Ertekin'de doya!
Azam-ı aşbazın Rasim'den
Geldi çevirme kuzular masaya
Refakatte iç pilav-ı bi baha
Oldu şikemlerimiz aziz
Hamd ettük Hüda'ya"
Altına da imza atmış..
"Şikemperveran-ı ruz-ı şeşembih."
Yazan ünlü Divan şairlerimizden Artun Efendi.. Failatün, Failatun, falan" vezninde..
Her Salı bizim takım Ertekin'de toplanır ya.. Rasim (Borsa) yemekleri, Güllüoğlu Nadir baklavaları, Kolayların İsmet de meyveleri indirir.. Cep telefonu yasak, geç gelmek, erken gitmek yasak.. Bir faslı muhabbet salısı..
Bu hafta Artun Hoca da gelmiş.. Artun Ünsal.. Bu ülkenin en iyi yemek yazarlarından..
Rasim de sanki hissetmiş onun geleceğini.. İki dev tepsinin içinde, iç pilava gömülmüş iki çevrilmiş kuzu kondu masaya, nar!..
Artun Hoca "Bu yemek nesirle yazılırsa yazık olur" deyip, nazıma sarılmış ve dizeler dökülmüş kaleminden..
Azam-ı Aşbaz "Büyük ahçı" demek.. Ben ahçı yazarım, İstanbul diyalekti ile, bazen editörlerim el koyar, Anadolu diline çevirirler, aşçı diye.. İşte o..
Bi baha, paha biçilmez..
Şikem mide.. Hani yani işkembe..
Şikemperveran da gurme demek.. Ağzının, midesinin, o gün yediklerimizin hacmine bakılırsa, adı üstünde işkembelerinin tadını bilen..
Ruz-ı şeşembih de Salı günü demek.. Hani biz Charşembih'i Çarşamba, pencşehbih'i de Perşembe diye almışız ya Farsçadan.. Dördüncü, beşinci gün diye.. Bu almadığımız seşembih, üçüncü gün.. Tavlacılar bilirler gayet iyi..