CEYDA'YI yakından tanırım..
Gelişim Yayınları'nda bizim reklam müdürümüzdü. Fevkalade hırslı, çalışkan, tuttuğunu koparan bir kızdı. Erkekçe'nin yarısından fazlasını reklamla doldururdu. Yazılara yer kalmazdı, reklamları koymazdım. Kızar odamı basardı.. "Bu dergiler aslında benim için çıkıyor, benim reklamlarıma ortam olsun diye çalışıyorsunuz siz" dedi bir gün.. Saldırmamak için kendimi nasıl tuttum, hala şaşarım.. Tam "Ya bu kız, ya ben" diyecektim ki Ercan hissetti. Öyle ustaca araya girdi ki..
Askerde komutanlarımdan sık duyduğum bir söz vardı,
"Kötü başlayalım, sonra iyi olur" diye, bize ilk günler fırça atarken.. Aynen öyle oldu.. Ceyda ile çok iyi arkadaş olduk, sonraları..
Ceyda, reklamcılığı bırakıp, Fuarcılığa geçti..
"Bu ülkede Fuarcılık gerçek anlamıyla Ceyda ile başlamıştır" diyebilirim. Bu fuarların Türk ekonomisine, içerde ve dışarda katkısı tahminlere sığmaz..
Kürşad Tüzmen'le yakınlığımız yok.. Ama birkaç vesile ile gördüm ki, Fuarların ekonomiye ve ihracata faydasını çok iyi bilen bir bakan.. Bu yüzden tüm fuarlara sahip çıkıyor, hepsinin arkasında duruyor..
Şimdi çok çirkin öykülerle, bir yandan Tüzmen, bir yandan Ceyda saldırılar altında.. Herkesin bir amacı var.. Kimisinin ticari, kimisinin siyasi..
Kimisi Ceyda'nın altına çevirdiği tarlanın peşinde.. Kimisi "AKP'yi ne kadar yıpratsak kardır" diye Tüzmen'e vuruyor..
Yazık oluyor!..