ABUZİTTİNCİĞİM,
Geçen gün Konya'ya gittim.. En son 20 yıl önce görmüştüm.. Amma değişmiş.. Gökdelenleri, büyük alışveriş merkezleri, sanayi siteleri, tramvaylar.. Kocaman bi şehir olmuş.. O muhteşem camiler, türbeler, Mevlana.. O da şehrin ayrı bi görkemli tarafı.. İnsanlarına gelince karaçarşaflılara tek tük rastlıyorsun, sıkmabaşlar duruma hakim! Arada, annelerimizin, ninelerimizinki gibi başlarını örtenler de var..
Başları açık dolaşanlar da, çoğunlukla, üniversite öğrencileri.. Bana ilginç gelen, şehrin merkezindeki Kulesite denen alışveriş merkezinde, başı açıkların sıkma başlılara fark atması oldu.. Bu Kule denen yer (30 veya 35 katlı bi binanın eteğinde) İstanbul'daki Akmerkez veya Ankara'daki Armada kadar büyük ve modern. Hele Ramazan ayında öğle vakti fast food restoranlarda başı açık kızlarla sıkma başlıların aynı masayı paylaşıp pizzalarını yerken görmek beni daha da keyiflendirdi..
Oysa ben oraya bi kaç kilometre ötedeki Meram'dan gelmiştim ve koca Meram da açık tek bi restoran veya pide dükkanı bulamamıştım. Konya genelinde de durum aynıydı. Özetlemek gerekirse Kulesite Konya içinde ayrı bi Konya! Keşke bütün Konya öyle olsa..
Söz madem "kule"ye geldi İstanbul'un burgulu kulelerine ne dersin Abuzittinciğim? Ya Gazi Erçel'in Sabah'da yazdıkları?.. Ama Gazi Bey eksik yazmış sonunu atlamış.. Ben sana sonunu da yazayım.. Hikâye şöyle kardeşim.. Efendim o tarihlerde sayın Erçel, malum, Merkez Bankası Başkanı. Şimdi burgulu kulelerin dikilmesi planlanan yere, "36 katlı bi gökdelen yapalım bankayı da buraya taşıyalım" diye düşünmüşler.. Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sonra Anıtlar Kurulu daha sonra da Beşiktaş Belediyesi ile tam 3 yıl didişip yapı iznini alabilmişler. İnşaat tam başlayacak bu defa Genelkurmay'dan bi yazı gelmiş "..inşaat yapılacak yerin füze atış menzilinde bulunması nedeniyle 36 katlı binanın yapımının sakıncalı olduğunu belirtir.." Gazi Erçel Bey, bu yazıyla morali iyice bozulan ekip arkadaşlarını "Benim Genelkurmay'la iyi ilişkilerim var, işi çözebiliriz" diye teselli ederken tak tak kapı vurulmuş.
İçeri başı sarıklı bi zat girmiş.. "Ben demiş, Diyanet İşleri Başkanlığı adına geliyorum.. Sayın Başkanımızın 36 katlı binayla ilgili bi mesajı var."
Gazi Erçel, merakla, "Buyrun, sizi dinliyorum"demiş. "Efendim, bu binanın 36 kat olması münasebetiyle göğe bi hayli yaklaşmış olması nazarı dikkate alındığında, yukarının rahatsızlık duyabileceği endişesini Başkanımız size iletmek istediler."
"Peki bu durumda ne yapmamızı tavsiye edersiniz" diye sormuş Gazi Erçel.
"Şayet, söz konusu inşaatın yapılmasında bir sakınca yoktur" diye yukarıdan yazılı bi belge alırsanız bi mesele kalmaz.." demiş adam.
Yani Abuzittinciğim Merkez Bankası'nın 36 katlı projeden vazgeçme sebebi Genelkurmay'ın yazısı değil, Diyanet İşleri'nin mesajıdır.
Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.