MEHMET Altan.. Pazarımın içine ettin..
Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı yazıydı, "R.G!.."
Kalbimden vurdu, kan revan içinde bıraktı.. Utanç içinde yerlere serdi..
İçinden 10 roman, 100 film çıkacak bir yaşam öyküsü..
Minnacık bir yaşam.. R.G. 15 yaşında.. 15 yaşta, bin dram!..
Tecavüze uğramış, hamile kalmış, doğurmuş. İmam nikâhı ile tecavüz edene vermişler. Tecavüzcü bu defa bir oğlan çocuğunun ırzına geçtiği için hapse girince, R.G.'nin birlikte yaşadığı tüm kayınlar kıza tebelleş olmuşlar.. Yetmemiş.. Bir de burnunu kesmişler.. Burnu kesen ilk duruşmada "Tutuksuz yargılanmak üzere.."
Mehmet nasıl anlatmış öyküyü.. Beni vuran ne?.. R.G. nin bu ülkede tek de olmadığını biliyorum, ilk de.. Türkiye'nin, Avrupa'ya girmeye çalışan Türkiye'nin en büyük sosyal yarası bu.. Anadolu'da kaç bin R.G. var, hep biliyoruz.. Biliyoruz da ne yapıyoruz?..
Ne yapıyorum?..
R.G.'lerin arkasında aileleri yok.. Yasalar yok.. Toplum yok.. Sivil Toplum Örgütleri.. Pöh.. Biz medya yokuz.. R.G.ler perişan olmaya, ezilmeye, bu kahır, bu acı, bu utanç, bu ezilmişlik içinde yaşamaya mecburlar..
Bu mu Avrupa Türkiyesi?.. Bu mu Avrupa Türk Toplumu.. Bu mu Avrupa Türkü'nün gelenek ve görenekleri..
Bu mu Avrupa Türkü'nün yasaları, hukuku?.
Bu mu Avrupalı Türk medyası.. Televizyonları, gazeteleri..
Biz buysak Avrupa'da işimiz ne?. Biz bu değilsek, bu R.G.'ler nerden çıkıyor?.