Cuma gecesi evimin telefonları kilitlendi. Yurtdışından bile arayanlar vardı.. "Hıncal televizyonu aç, izlemiyorsan, seyret ne olur?.." diye.. Oysa ekran başındaydık. Kanımız donmuş atv ana haber'i izliyorduk, bizim maç gurubu ile.. Ve kıyamet kopuyordu.. İzleyen herkes, ama herkes büyük bir dehşet, öfke içindeydi. Sonunda ip koptu, alenen, resmen, en ağır küfürler başladı..
Sevgili Ergun, dün atv ana haber'in reytingleri nasıl yakaladığını yazıyordu.
Böyle yakalanıyorsa eğer, "İstemem eksik olsun.."
Yorum serbest, haber kutsaldır, benim mesleğimde.. Yılmaz Özdil'in söyleyecek lafı varsa, Tezkan'ın yaptığını yapar, çıkar ekrana, yorumcu gibi konuşur. Kimsenin de diyeceği olmaz..
Ama "Haber"i böylesine kullanmak, böylesine ucuzlatmak, aşağılamak, haberciliğin tüm ilkelerini böylesine ayaklar altına almak diye bir şey var mı?.. Ya da atv adını kullanarak davet ettiğin saygın konuğu aşağılamak, onunla alay etmek diye bir hak olabilir mi?.
Sevgili Ergun..
Merkez Gurubu gerçekten dediğin kadar büyüdü. Daha da büyüyecek.. Görünen köy kılavuz istemez..
Ama bu büyüme sağlıklı olmalı.. Kanser urları da büyür, büyütür.. Sonunda öldürerek..
Merkez'de çalışan "" adamlardan bir gurup kur.. Bu gurupla geçen cuma yayınlanan Ana Haber(!) bandını birlikte izleyelim. Eğer yüzü kızarmayan tek kişi olursa, ben senden de, Yılmaz'dan da, bu sütunlarda açık açık özür diler, Hıncal'ın Yeri'ni de derhal kaparım.
Ben bu ülkenin bugüne dek yayınlanan en düşük tv programlarında dahi böyle bir şey görmedim..
Ali Kırca gibi bir haber, bir saygınlık, bir haberin itibarı devinin bu kadar acıklı durumları kabullenmesini de içime sindiremedim.
Her şey para değildir. Olamaz.. Olmalı.. Kurumlar için de.. İnsanlar için de..
Sevgili Ergun..
Büyüyen Merkez Gurubu'nun bir yayın konseyine ihtiyacı şiddetle var. Dilerim, dediğim toplantıyı düzenlersin, dilerim, bu toplantı bu konseyin kuruluşuna yol açar.. Dilerim bu konsey, kutsal habercilik ilkesinin bu kadar kirletilmesine engel olur..
...........
Not: Savaş Ay'ın yaptığı harika gazeteciliğe kıskanç çığlıklarla gölge düşürmek isteniyor. Sevgili Yavuz Baydar'a da katılmıyorum. Haber Savaş'ındır. Onun adıyla verilmesi doğaldır. Savaş'ın her gün işlenen yığınla cinayet arasında, bir tekinde de bile olsa, madalyonun bakılacak bir başka yönü daha olduğuna işaret etmesi, mükemmel bir gazetecilik örneğidir. Savaş'ı yürekten kutluyorum. Haberciliğe hareket getirmek, işte asıl böyle olur!..