Beyti'ye oturduk Güven'le.. Nefis bir ziyafet çektik kendimize.. Kahveleri içerken Beyti Bey geldi yanımıza..
"Gene Dinç Beye yükleniyorlar" dedi..
"Borcu varsa, devlet ödemeli, örtülü ödenekten.. Bu adam sadece gazeteciliğe hizmet etti. Bugün Türk gazeteciliği bu seviyeye geldi ise, Dinç Bey sayesindedir.."
Bana bazılarının durmadan sorduğu sorunun yanıtı bu işte..
"Dinç Bilgin gibi bir adamın gazetesinde nasıl yazıyorsun.."
Bu gazetede ısrarla yazıyor, yapılan teklifleri elimin kenarı ile anında itiyorsam, sebebi Dinç Bey'dir.. Ben bir "Adam"ın gazetesinde yazıyorum.
Bugün ülkemizde babadan kalma gazeteci tek patron o.. Karacanlar sattılar.. Simaviler sattılar.. Dinç Bilgin de satabilir ve ömrünün sonuna dek krallar gibi yaşayabilirdi.
O doğuştan gazeteci idi. Onun için mutluluk, hergün bir evvelkinden daha güzel gazete yapmaktı. Kazandığı her parayı gazetesine yatırdı..
İkitelli'deki Sabah ve atv binalarının benzerini dünyanın hiçbir ülkesinde görmedim, Amerika dahil.. Samandra'da bir matbaa değil, dev bir fabrika var sanki.. Muhteşem..
Hayatının yanlışı, çevresinin itmesine dayanamayıp, banka işine girmesi oldu..
"Aydın Doğan'ın bankası var. Bankan olmazsa rekabet edemezsin" dediler. Senelerce dayandı, sonunda pes etti..
Ve sonunda hiç hak etmediği muamelelerle karşılaştı.. Herşeyini kaybetti..
"Hortumcu" diyorlar ona.. Hani nerde hortumlananlar peki?.. Yurt dışında.. Olsa gelir miydi?.. Bankasına el konduğunda dışarda idi üstelik. İlk uçakla geldi. Çoğuna itiraz edebilirdi, hiç birine etmedi. Tüm borçları yüklendi. Ödemek için anlaşma yaptı. Ödemeye başladı.
Bu arada hapse attılar. Bu arada tüm mal varlığına el koydular..
Hani Sevgili Fatih kardeşim durmadan yazıyor ya.. "Bazı hortumcular hala lordlar gibi yaşıyorlar" diye..
Hangi lord..
Fatih Altaylı'nın yaşamı, Dinç Bilgin'in yaşamını dört kere katlar.. Öyle Doğan Holding'in en üst düzey yöneticisi değil, Sabah gibi mütevazi imkanlarla yayınlanan bir gazetenin, benzerleri ile karşılaştırıldığında çok mütevazi bir gelire sahip yazarı Hıncal Uluç'un yaşam düzeyi bugün Dinç Bilgin'den öte..
Hayır.. Duygu sömürüsü değil.. Gerçekler bilinsin diye yazıyorum..
Dinç Bilgin Türk gazeteciliğinin, modern gazeteciliğin kurucusu, babasıdır.
Yanlış adamlara güvenerek yanlışlar yaptı.. Yaptırıldı. O yanlışları yaptıranlar bugün payidar..
Dinç Bilgin yanlışlarının bedelini, tüm yarattıklarını maddi, manevi kaybederek ödedi. Ödüyor..
Ama başı dimdik.. Çünkü içi rahat.. Çünkü o bir adam.. Bir gazeteci..
Onunla çalışmak, sadece Hıncal'ı Hıncal yapan adamlardan birine vefa değil, mutluluk..
Dinç Bilgin'le çalışmak bir mutluluktur. Daha iyi bayramlarda buluşacağız, Dinç Bey..
Ve de teşekkürler Turgay Ciner.. Bu kadar yakın, bu kadar içten desteğiniz olmasa, Sabah çöker, ortalık başından beri istendiği, planlandığı gibi tek gazeteye kalır, korkunç bir medya tekeli kurulurdu. Bugün size ve Dinç Bey'e saldıranlar, o rekabetsiz ortamda, patronları önünde başlarını dik tutamaz, boyun eğer, köle olurlardı. O ortamı iyi düşünsün, tüm gazeteciler.. Doğan gurubunda çalışanlar dahil.. Patron gibi yaşayan bir avuç hariç..
Turgay Bey, siz sadece Sabah'ı ve bizleri değil, Türk gazetecisinin onurunu ve geleceğini de kurtardınız.
Bir bayramı daha Sabah'ta geçirdiğim için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam!..