Doktor Ferhat Göçer iki harika gece geçirtti bize, iki ayrı ortamda..
İlkinde, Türkiye'nin, hatta Avrupa'nın en anlamlı gece kulüplerinden biri, Q Cazz Bar'da.. Bu dünya güzeli kulübü yok etmek için çırpınan İsviçreli genel müdür, koridorlara türkçe, ingilizce iğrenç yazılar asmış.. Kempinski yönetiminin bu Türk düşmanı adamı Türkiye'de tutmakta ısrar etmesini anlamak mümkün değil..
Burayı sömürge falan mı sanıyorlar.. Neyse..
Doktor, kendi orkestrası eşliğinde her çeşitten harika şarkılar söyledi.. Ağlattı, güldürdü, koltuklara gömdü, ellerimize ritm aletleri verip coşturdu..
"Bitti" dediğinde program yeni başladı sanıyorduk. Sabah'ın dördü olmuş.. Hıncal ve sabahın dördü.. Olacak şey değil.. M. Ali ille de çorbamızı içmemizi söyledi..
Bu saatte Q Barda çorba.. Ercan Arıklı geldi aklıma.. En son onunla içmiştik çorbayı burda, gene sabaha karşı.. Gene Ferhat'tan sonra.. Ünal, Şahnaz, ben.. Hey koca Ercan.. Anılmak istedi gene..
İkinci Dr. Ferhat, Beşiktaş Kültür Merkezi, yani BKM.. Yani Yılmaz Erdoğan ile Necati Akpınar'ın Beşiktaşımıza kazandırdığı bu şirin, ama çok anlamlı, çok değerli yapı.. Gerçek bir kültür merkezi oldu, yıllardır.. Harika da işler yapıyorlar..
"Film müzikleri ile Ferhat" konserin içeriği.. Sahnedeki ekranda filmden parçalar.. Önde doktor, o filmin ünlü şarkısını söylüyor..
Nasıl buram buram nostalji..
Nasıl duygu dolu, keyif dolu, neşe dolu sahneler.. Zeki Müren'i halter kaldırır, judo kostümleri içinde önüne geleni yerlere savururken görüp de gülmemek mümkün mü?..
İki gecenin ortak doruk noktası Kalamış.. Salon nasıl güzel eşlik ediyor Doktora.. Ama en güzeli, o gazel.. Münir'den bu yana, bir oğlu Timur cesaret etti gazele, bir de Mustafa Sağyaşar.. Geri kalanlar içinde "Ses çıkmıyor artık, ne yürekten, ne kürekten/ Emret güzelim, istediğin şarkıyı emret bu akşam"ı diyen pek yoktur. Ferhat nasıl olağanüstü okuyor bu gazel bölümünü.. İki salon da yıkıldı..
Tele Pazarı yaparken, Doktoru davet etmiştik bir hafta.. Kalamış söylemişti.. Stüdyo çöküyordu nerdeyse.. Ertesi gün de e-mail yağdı zaten.. "Bu harika genci nerden buldunuz" diye.. Program o şarkı ile bitti.. Herkes sarmaş dolaş, öpüşüyor, kutlaşıyoruz.. "Seni Ankara arıyor" diye bir telefon uzattılar..
"Ben profesör bilmem kim.. TRT Repertuar Kurulu'nun bilmemnesiyim.. Ekrana bakarken yüzüm kızardı.. Böyle bir rezalete nasıl TRT'yi alet edersiniz.. Cart.. Curt.."
O Ferhat'ı, o şarkılarla, arkasına bir de senfoni koyup dünyaya açma hazırlıklarını bugün Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı yapıyor..
Bu ülkede öyle kafalar var, ama Allahtan böyleleri de var..