"Eşim ertesi gün erkenden kalkmak zorundaydı, hemen yattı.. Ben sizleri soluksuz izledim.. Dördünüz de nasıl bizden, nasıl maskesiz, nasıl içtendiniz.. Hepinizin kalbinde ne yaraların saklı olduğu konuştukça ip uçları vermeğe başladı. Özellikle de siz ve Haşmet Bey!..
"Program bitince usulca televizyonu kapadım. Dudağımda bir gülümseme ile eşimin yanına kıvrıldım. Kulağına 'Seni seviyorum' diye fısıldadım ve huzur içinde uyudum" diyor, okur/ seyirci Tansu..
İzlediği program "Yaşamdan Dakikalar.." O gece "Seni seviyorum" demenin güzelliklerini konuşmuştuk..
Bu gece neler konuşacağız?.. Hiç bilmiyorum.. Nebil hazırlıksız yakalanmayalım diye birşeyler planlıyor ama, lafın hangi lafı nasıl açacağı, orda belli oluyor. Güzelliği, sürprizi orda.. Hiçbirimiz aslında ne konuşacağımızı bilmiyor, ders çalışmıyoruz. Herşey orda doğup büyüyor..
Haşmet.. Sunay.. Nasıl dinlemeye doyulmaz sohbetçiler.. Nebil olağanüstü bir yönetimci..
Bakın ben mütevazi olmayı hiç sevmedim.. Onda hep iki yüzlülük buldum.. Bu yüzden kendi hakkımda da düşündüklerimi aynen söylerim..
Yaşamdan Dakikalar Türkiye'nin en sevilen Sohbet programı olma yolunda.. Çok kısa zamanda 90 Dakika gibi, vaz geçilmez bir klasik olacak..
Ben ki, bugüne dek hiçbiri canlı olmayan tek programımı izlemiş değilim.. Ne 90 Dakika.. Ne Derin Futbol, ne Kale Arkası..
Ama Yaşamdan Dakikaları kaydediyorum ve hem de birkaç defa izliyorum.. Nasıl bir zevk alarak!..