Noel Baba bu yılbaşı bana geldi.. Nerden gelir Noel Baba.. Selahattin Duman'ın durumu bozuk Noel Babası nerden geliyor.. Şömineden..
Benim Noel Babam bana ne getirdi?.. Şömine..
Çocukluktan beri çok özendiğim bir lüksüm daha gerçekleşti.. Gürül gürül yanan ateşin karşısında oturuyorum.. Uzun uzun.. Ne televizyon istiyor canım.. Haberlere bile bakmıyorum nerdeyse.. Ne de gazete okumak.. Birikmeler başladı..
Yanan ateş büyülüyor beni.. İlk insanların niye ateşe taptığını hisseder gibi oluyorum. Bu teknoloji çağında dahi yanan ve ısıtan ateş insanı bu kadar çekiyorsa, başka hiçbir şeyi olmayan ilk insanlar tapmasınlar da ne yapsınlar..
Tüm kaloriferleri kapadım evde, şömine sıcaklığını daha iyi hissetmek için..
Kevin yok oldu. Kalan üç kedimden Zeytin ve Zoro evi değil, bahçeyi seviyorlar. Ama üst dudağı benli Cindy benim gibi evcil. Şöminenin karşısında mırıldamağa bayılıyor..
Maç günleri tam bir şenlik.. Şef Özcan ve yamağı Kerem şömine ateşinin karşısına geçiyorlar.. Şişte sucuk.. Sosis ve Hellim.. Migros'ta Apikoğlu'nun, çocukluk günlerimin en büyük aile keyfini yaratan Apikoğlu sucuklarının mangal şömine için özel yapılmışlarını keşfettim.. Bir de Afyon İkbal yapmış, mangallık..
Öyle bir keyif oldu ki, Şömine yemekleri, maçı geçti, millet maçı izlemez oldu ve dün Muzo dilekçe verdi..
"Hıncal Ağbi, maçlara bir ay ara verildi, ama biz vermeyelim. Her hafta sonu bu şömine keyfini sürdürelim.." Öylesine..
Peki Noel Baba kim?.. Bana nasıl geldi?..
Efendim Alkent'teki evim şömineli.. Yıllar önce satın aldığımda ilk kış, şömineyi hazır ettik Ünal'la.. Mumları yaktık.. Şarapları açtık.. Kız arkadaşlarımız on dakika sonra kendilerini balkona dar attılar. Şömineyi tutuşturur tutuşturmaz, salon oldu GMall.. Dumandan göz gözü görmüyor. Heves kursakta.. Biz rezil..
Pazartesi hemen Site yönetimine baş vurdum.. Geldiler.. "Bu şömine yanmaz.. Kış bitip yaz gelince, ancak o zaman gelip tamir edebiliriz.." Yazın uzmanlar geldiler bütün gün incelediler.. Rapor verdiler.
"Bu şömine bacasında inşaat hatası var. Yanması mümkün değil.." Ya bina yıkılacak, ya Hıncal şömine hayallerine veda edecek.. İkinci oldu tabii..
Bir eski arkadaşım şömineci "Evi 15 gün bana bırakırsan birşeyler yapabiliriz" dedi.. Bende ümit de yok.. 15 gün de.. Unuttuk..
Sonra gene bir yerlerde bir laf etmişim, ya da iki satır çiziktirmişim.. Ali Araptarlı aradı. Biz Nişantaşı'nda iken, komşumuz.. Ayrıca hemşerim.. Şömine dükkânı var, hemen Vali Konağı'nda..
"Ben gelip bir bakayım" dedi.. Yani, kırılmasın diye "Peki" dedim.. Hepsi bu..
Ertesi gün telefon etti..
"Evi bir gün bana bırak, tamam.."
Olmaz.. Nasılsa olmaz.. Ama bir gün için hemşehri kırılır mı?..
"Bir gün" dedim Ali'ye.. Sabah girdiler.. Akşam şömine gürül gürül yanıyordu.. Üstelik salona bakan yüzü de değişmiş.. Ahşap bir şömine oturmuş yerine..
"Sen Noel Baba mısın Ali" dedim..
"O senin şömineden gelecek.. Biz yolunu açtık, bekle gelir" dedi..
Vallahi öyle ince, öyle nazik bir şömine yapmışlar ki, Selahattin Duman ordan gelmeye kalkarsa tarumar oluruz..
Selo, sen bana torpil yap. Bacayı bırak, kapıyı çal.. Ben çaktırmadan açarım.
Sonra oturur, birlikte şömine keyfi yaparız!..
0212 284 28 32
www.hursansomine.com