UPS (Yani United Parcel Service/ Ben postal yazmıştım) bir mektupla özür diledi, Hoşsohbet Sokak'ta genişletilen ve yaya geçidi çizilen kavşağa park eden arabası için.. Öteki yazdıklarımdan ses yok henüz.. Ama dün gazeteden çıkarken bittim.. Mücadelenin nasıl anlamsız, nasıl gereksiz, nasıl faydasız olduğunu gözlerimle gördüm ve bittim.
Ayni kavşağın üzerinde, ayni yaya geçidine park etmiş, şöförü de gitmiş bir koca minibüs vardı. Yolu daraltan ve kazayı teşvik eden bir park.. Yayaya da engel.. "Geçidi bırak başka yerden git" diyor adeta..
Ve plakası 34 A 85212!..
Yani..
Polis!.. Devletin koyduğu, polisin uygulamasından sorumlu olduğu kuralı, devletin polisi böyle pervasızca ihlal ederse, benim vatandaşa diyecek lafım olur mu?.. Olursa hangi yüz, hangi vicdanla ederim..
İşte bu ülkede trafik bu yüzden düzelmez.. Durum bu yüzden umutsuzdur, Sevgili okurlar..
"İmam yellenirse.." demiş eskiler.. Ne yellenmesi, dostlar, ne yellenmesi.. İmam, İstanbul'un en civcivli merkezlerinden birinde sokağın ortasına böyle ederse, cemaati tutabilir misiniz?.. Tutmaya hakkınız, yüzünüz olur mu?.
Bu kavşağa ve yaya geçidine park ettikleri için plakalarını yazdıklarım, hepinizden özür dilerim..
Polis kaydı ile sabit, meğer ora serbest bölge imiş!..
***
Bu yazı çarşamba günü çıkacaktı. Sığmamış. Bugüne kaldı. İyi de oldu. Yazımı yazdım. Çıktım.. Gene Hoşsohbet sokak.. Gene kavşak içi ve yaya kaldırımı üstü. Gene hem yaya geçidini, hem yolu kapıyorlar.. İki araba arka arkaya..
34 A 85153 ve 34 A 85159!.. Yani bu defa iki polis arabası birden.. "Kural öyle değil, böyle ihlal edilir" der gibi..
Bunlar bu kenti düzene sokacak öyle mi?. (Kural.. Polisler sadece görev anında, tepe ışıldaklarını yakarak ve siren çalarak kural ihlal edebilirler..)