Vallahi Sevgili Reha Kardeşime yanıt vereceğim vermesine de, ne dediğimi anlayacak mı, şüphedeyim..
Biz Voltaire'i okurken, Reha herhalde emzikte idi.. Hem de öyle laflarını, yarım yamalak değil, Türkçe'de çıkmış tüm kitaplarını okuduk.. Onu soruyor da başlığında.. Yazısında kendisi niye Voltaire'e getiriyor sözü anlamak mümkün değil.
Ben Hasan Kazankaya'nın Beşiktaş taraftarlığından atılmasını yazımın hangi satırında istedim acaba?..
Bu kadar mankafa, bu kadar aptal, bu kadar geri zekâlı olabilir miyim.. Adı üstünde, taraftarlık.. Nasıl atarsınız?. Hadi biri beni Galatasaraylılıktan atsın bakalım, nasıl yapacak bu işi..
Yapma Reha.. Çevir kazı yanmasın telaşınla lafı saptırayım derken, mantık denen kurumu öyle sarsıyorsun ki..
Sonra "Bu kafatasçılık.."
Ne kafatasçılığı Reha ne kafatasçılığı.. Bu ondan öte.. Taraftarlıktan atman için kafatasını açman, içindeki beyni kurcalaman gerekir.. Beyin yıkaman gerekir. Bunu Hitler bile yapmadı..
Lafı döndürmek de bir sanattır Reha.. Yapamamışsın.. Nil Karaibrahimgil'in yaptığını yap.. Nesrin Topkapı'dan ders al..
Sevgili Reha.. İnsanları taraftarlıktan atamazsın. Elinden gelmez. Ama gücün varsa, kongre üyeliğinden atarsın.. Alaattin Çakıcı'yı attığınız gibi..
Sahi Reha, Çakıcı'yı niye attınız?.. Voltaire duysaydı bu kararınızı ne derdi acaba?..
Haa.. Bir de Reha.. "Beşiktaş'ın sana ihtiyacı var. Taraftarlıktan ayrılma. Geri dön, gene Beşiktaşlı ol" demek eğer, yalvarmak değilse, bana bir yalvarma cümlesi yazar mısın?.. Farkı görürüz belki..