Üç konuda e-mail yığıldı, bilgisayar ayakta ama, Yasoş yıkıldı. Ayşe Arman.. Bir Yudum İnsan ve işte bu..
Hani Ulus yolundaki billboard'da İtalyan isimli birisinin yazdırdığı dizeler vardı.
"Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığına
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sel oldu, kahırım sensin
Evvelim sen oldun, ahirim sensin.."
Efendim, bu Neşet Ertaş'ın türküsü imiş.. Hatta Firuze'de de Özcan Deniz söylüyormuş..
Nasıl bilmezmişim diye çatanlar tonla.. Çok şirin anlatanlar da var.
Madde bir.. Hiç kimse her ozanın her şiirini, türküsünü bilmek zorunda değil.. Hele benim böyle bir sorumluluğum hiç yok. Halk Şiiri antolojisi miyim ben?.
İkincisi, sözlerin (Kendi mi yazmış, yoksa Malatya-Sivas yörelerinden derlemiş mi, o da pek kesin değil) Neşet Ertaş'a, Halk Müziği'nin bu yaşayan en büyük ustalarından birine ait olması, Türkçesi ile ilgili düşüncelerimden dolayı özür dilememi de gerektirmiyor.
"Sözüm yok şu benden kırıldığına" diye bir deyiş Türkçe'de var mı?
Ozanlar, hele halk ozanları, Türkçe'yi en güzel kullanmak, örnek olmak durumunda kişilerdir.
Bu vesile ile sevgili Neşet'e bir kez daha en iyi duygularımı iletirim..