UEFA Kupası da araya girince, bir hafta içinde 11 maç seyrettik.. Maç seyretmekten de iğrenir hale geldik. Hayır.. maçların çokluğu ya da kalitesizliğinden değil.. Yayıncılığın içine edilmesinden..
Bu cinayeti de RTÜK adlı kurumun aynen benim gibi sadece seyretmesinden..
"Cep telefonuna bilmem ne yaz.. Bilmem nereye yolla.. Elinin körü başına gelsin.."
Yüzlerce, binlerce bu reklam modası maç oynanırken görüntünün üzerinde.. Ekran küçülterek verseler bir derece.. Hayır. Görüntünün nerdeyse yarısı gidiyor, top yok oluyor.. Başka reklamlar, tanıtımlar derken öylesine bir ekran kirlenmesi oluşuyor ki, ne maç keyfi kalıyor, ne heyecanı.. Küfürün bini bir para.. Ama ne çare..
Yetmiyor.. Bir de maçı anlatan spiker reklam spotları okumaya başlamıyor mu, anlatımı bir yana bırakıp..
Yahu RTÜK, burası dağ başı mı?.. Seyircinin böyle eşek yerine konmasına izin var mı?..
Siz niçin varsınız?..
Bir canlı yayının üzerine reklam bindirmenin usulü, erkanı yok mu defterinizde.. Ebadı, sayısı, zamanı belli değil mi?.
Bir maç spikeri, yayını bırakıp reklam yapmaya başlayabilir mi?.. Bunun yasağı, cezası yok mu?..
Bu ülkede Radyo Televizyon Üst Kurulu diye birileri toplanıp, aslanlar gibi maaşlar almıyorlar mı?.
O zaman bu ekran yozlaşması, ekran kirlenmesi, ekran rezilliği denen şeye niye müdahale etmiyorlar?..
Bu halkın, bu tüketicinin haklarını kim koruyacak?.
RTÜK, RTÜK!.. Ortaya çıkar mısın?..
Eyyamı bırakıp ortaya çıkar mısınız, beyler?..