G.Saray bu sonuçla tarihi bir fırsatı kaçırdı. G.Saray tarihi bir fırsatı kaçırmadı. Bu fırsatı Terim kaybetti. Ben G.Saray teknik direktörünün bu kadar kötü yönettiği bir maç daha hatırlamıyorum. Terim, G.Saray'ın teknik direktörü değil kenardaki seyirci gibiydi. İnanamadım. Gözünün önünde cereyan eden maçı okuyamamasına, müdahale edememesine ve İspanya Ligi'nin sonuncusu önünde hem de böyle bir maçı kazanamamasına inanamadım. G.Saray güya kontrollu oynuyor. Ama pozisyona giren, gol kaçıran takım Sociedad. Bu akınlardan bir tanesinde top boş kaleye girerken çizgiden çevriliyor ve dönen top gidip G.Saray lehine gol oluyor. Bu ilahi bir mucize. Bu mucizeyi değerlendirmen lazım. Tabloya bakın. 26. dakikadan itibaren Sociedad'ın her akınında gol pozisyonu var. G.Saray sadece topu ileriye atıyor. Orta sahada G.Saraylı yok. 8 kişiyle, 9 kişiyle kapanıyorlar. Bu 8-9 kişinin içinde Sociedad piknik yapar gibi dolaşıyor. Yani oradaki 9 kişinin bir işe yaradığı yok. Adam tutamıyorlar. Pozisyon alamıyorlar. Bol bol çalım yiyorlar. Koşanın arkasından yetişemiyorlar. Ve devrenin sonuna kadar görüntü aynen böyle devam etti. Bunun mazereti var. Heyecandı, stresti, şuydu buydu neyse. Bin tane özür bulabilirsiniz. Ama devre mucize bir şekilde 1-0 lehine bitmiş. Şimdi bekliyorsunuz ki G.Saray teknik direktörü sorunu çözmüş. İkinci devreye belki 3 kişi birden değiştirerek başlayacak ve G.Saray'ı futbol oynamaya yönlendirecek.
Peki beklenen hamleleri yaptı mı?
2.devre başlıyor. Manzara ilk yarının devamı. Sanki hiç haftaym olmamış. Sociedad her akınında gol pozisyonuna girmeyi sürdürüyor. Böyle devam etmesine imkan yok. Gol nasıl olsa gelecek ve geliyor: 1-1. Öbür tarafta Juventus, Olympiakos'un işini bitirmiş. Yani UEFA garanti. Artık akıllı ve soğukkanlı oynamak lazım. Yanlışın nerede olduğunu görmen lazım. Tamas her zamanki gibi dökülüyor. Ergün her zamanki gibi dökülüyor. Sabri her zamanki gibi dökülüyor. Petre'nin varlığı, yokluğu belli değil. G.Saray'ı çökerten adamlar bunlar. Çünkü savunmada gedik veriyorlar. Orta sahada yoklar. Terim, rezaletin orta sahada olduğunun farkında değil. Petre'de, Ergün'de, Sabri'de ısrar ediyor. Bunların kötü oyunu sürpriz değil. Sabri ve Ergün son maçların hepsinde dökülüyorlar. Berkant iyi oynuyor ama 45 dakika oynuyor. Bunlar bilinen gerçekler ve Terim zinde mücadele eden, topa basan Hasan'ı alıyor Berkant'ı bırakıp. Ve Ergün, Sabri, Petre üçlüsünü sahada tutuyor sonuna kadar. Kenardaki Cihan ve Volkan gibi adamlar otururken. Şimdi bu kadar yanlışı yapan bir hocanın maça almasına imkan var mı? Terim'in takıntıları var. Tamas takıntısı var. Petre takıntısı var. Ergün takıntısı var. Bunların kötü oynadıklarını görmüyor. G.Saray'da bunların yerine oynayacak bir yığın adam var. Kadroda bile değiller bazıları. İspanya Ligi'nin küme düşme adayına karşı oynuyorsun, bütün maç boyunca o takımın kalesine 2 top geliyor. Biri içeri giriyor birinde de Berkant'ın ortasını adam bloke ediyor. Real Sociedad'ın esas kalecisi oyunda yok. Yedek kaleci 90 dakikayı 1 tek pozisyon için geçiriyor. Koca G.Saray, bir tek pozisyon üretiyor kalecinin elinde biten. Kalecisi yok. Tek silahı, büyük golcüsü yok. Sen bu takımı yenemiyorsan zaten 2.tura çıkmaya hakkın yok avreaj takımı olursun. Terim diyor ki, "Gol yersek zorlanıyoruz". Peki gol atarsak ne oluyor? Denizli'ye, Malatya'ya, Sociedad'a biz atmadık mı? Atıyorsun koruyamıyorsun o zaman ne yapıyorsun? Nasıl maç kazanır birisi söylemesi lazım. G.Saray şöyle kazanır. Takıntılarından kurtulur. Bu turu Tamas kaybettirdi. Terim'in vazgeçemediği oyuncu. "Batista pas vermeyi bilmiyor oynamaz" diyor. Bu kadar mahkum oynanan maçta neler yapardı Batista? Batista'yı pas veremiyor diye oynatmayan hoca, Sabri ve Ergün her topu kaybederken tahammül ediyor. Yani hocanın söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. İnandırıcı olmuyor.
