G.saraylı futbolcular sezonun en etkisiz futbolunu Beşiktaş'a karşı oynadı. Hatta maçın büyük bölümünde aciz ve mahkumdular. Gecenin yıldız koltuğuna oturan kaleci Muslera olmasaydı G.Saray derbide farklı bir yenilgiyle karşı karşıya kalırdı.
Fatih Terim'in Ayhan- Melo-Engin-Selçuk dörtlüsünü birlikte oynatması G.Saray'ın topu kullanma konusunda Beşiktaş'ın önünde olacağı izlenimi verdi. Bunu ilk 15 dakikada sahaya yansıttılar. Kazım net pozisyonu kaçırdı. Ardından Engin gol yapacak pozisyondaydı ama Kazım'ın pasının şiddeti çok fazla olunca gol kaçtı.
Quaresma'nın sola geçmesiyle Beşiktaş oyunun kontrolünü ve pozisyon üstünlüğünü eline geçirdi. Kazım'ın yardım etmemesi Eboe'nin kanadını koridora çevirdi. Kazım pas tercihlerinde hatalıydı ve egoist oynadı. Ünlü düşünür Herodot şansla ilgili şöyle der: "Şans insanlara hakim olur, insanlar şansa değil."
Beşiktaş'ın kurduğu baskıda şans Terim'in oyuncularının yanındaydı. Almeida'nın Semih'e çarpıp direkle öpüşen topu ile Simao'nun boş kaleye kaçırdığı gol G.Saray adına büyük şanstı. G.Saray'ın top yapmayı bırakın Beşiktaş kalesine gidecek gücünün olmadığı dakikalarda Muslera kurtarışlarıyla devleşti. Muslera için "Elleri küçük top tutamıyor" diyenler herhalde utanmıştır. Uruguaylı, Quaresma'nın, Simao'nun, Almedia'nın vuruşlarında top sektirmedi, akıllı pozisyon aldı.
GEÇ GELEN DOĞRU
Galatasaray'ın 4-3-3 sistemini oynayamadığı ilk yarıda çok belli oldu. Baros'un girişinden sonra Selçuk ve Engin'in ön liberoda oynadığı 4-2-3-1 düzenine geçiş Galatasaray'ı toparladı. Engin topun ve Galatasaray'ın oyun patronu olunca Selçuk rahatladı ve bu ikili son 16 dakikada orta alanda akıllı toplar kullandı. Melo geldiği günden bu yana en etkisiz futbolunu oynadı. Orta alanda kaptırdığı topların tümü Beşiktaş pozisyonuna dönüştü.
Eleştirdiğim Riera girdikten sonra önde top tuttuğu gibi Galatasaray'ı soldan hücuma çabuk taşıdı. Riera orta alandan götürdüğü topu Elmander'in önüne atabilseydi Galatasaray kötü oynadığı bu karşılaşmada Beşiktaş mağlup da edebilirdi.