Bursaspor-Manchester United maçını Türk teknik direktörler çalıştırdıkları takımlara ders olarak göstermeli. Manchester United'ı izlerken Türkiye'de futbol kalitesinin Avrupa'nın çok uzağında olduğunu bir kez daha gördük. Bursaspor dünya markası Manchester'a karşı sadece mücadele ederek, çok koşarak kafa tutmaya çalıştı; beceri ve yetenek kısıtlıydı.
İngiliz temsilcisi, gözümüzü okşarken futbolun tüm doğrularını yaptı. Çevre kontrolü, ayağa isabetli pas oynamak, çabukluk, hücum, hızlı çıkmak, oyun disiplini, yardımlaşma, beceri ve de yetenek üst düzeydeydi. Bursaspor'un mücadele gücü, Manchester'in beceri ve yeteneklerine ilk 45 dakika direnebildi. Manchester United'lı oyuncuların özgüvenleri öyle yüksekti ki panik yapmadılar, çok rahat oynadılar vitesi istedikleri gibi küçültüp yükselttiler, istedikleri anda da golleri attılar. Daha fazlasını da atabilirlerdi ama rakibi ezmek istemediler.
FLETCHER- TURGAY FARKI
Futbolda beceri önemlidir. Fletcher'in attığı golün benzerini aynı pozisyonda Turgay ve İnsua gole çeviremediler. Evra ve Rafael iki bek oyuncusu olarak kanatlardan defalarca bindirdiler. Vederson-Ali Tandoğan ikilisi ise kanat bindirmeleri yapabilecekleri boş pozisyonları bulamadılar.
Bursaspor'un dün kazanması hayalcilik olurdu. Çünkü iki takım arasında oyuncu ve oyun kalitesi açısından dünyalar kadar fark var. Türkiye'de yıldız geçinen oyuncular Avrupa'ya çıkınca sıradan hale geliyorlar. Çünkü kendilerini geliştirmiyorlar. "Biz nasıl daha iyi oluruz?" çalışması içinde olmuyorlar.
İki takımın maç öncesi sahadaki ısınmalarından aradaki farkı anlarız. Bursaspor'u yerden yere vurmanın anlamı yok. Kadro kapasiteleri, yetenekli oyuncu sayısı kısıtlı. Sadece yönetimi bir parça eleştirebiliriz. Yabancı oyuncu tercihlerini kullanırken daha kaliteli isimleri Bursa'ya getirebilecek ekonomik güce sahiplerdi ama yapmadılar. Bal yapmayan İnsua, sıradan bir santrafor Nunez, İvan Ergiç'le, Svensson'la Avrupa'da tutunamazsın ama Türkiye Ligi'nde başarılı olursun.
Bursaspor seyircisini kutluyorum. Büyük bir değişim içindeler. Yenilgiye rağmen takımlarını şampiyon diye kucakladılar. Taraftar olarak bir futbol şehrinin bir takımı nasıl desteklemesi gerektiğini gösterdiler.